30.01.2009

Fabian Ernst, Beşiktaş'ta...

Ara Transfer sezonunun bitimine 3 gün kala Beşiktaş uzun süredir görüştüğü Fabian Ernst ile anlaştı.
NTV SPOR ve İHA'nın son dakika geçtiği habere göre Schalke 04 forması giyen, savunmaya yönelik orta saha oyuncusu Fabian Ernst ile anlaştı.

Fabian Ernst kimdir:
30 Mayıs 1979 doğumlu Ernst, 80 kilo, 1.83 boyunda ve sağ ayağını çok iyi kullanıyor.
Bundesliga'da bugüne kadar 312 maçta forma giydi 24 kez de Alman Milli takımında görev aldı.
Rogon menajerlik şirketine kayıtlı bir oyuncu ve kendisi için belirlenen fiyat Eur 7.000.000- Aynı şirkette tanıdık kayıtlı oyuncularda var. Meira, Renato, Kuranyi, Lincoln, Halil Altıntop, Lehmann, Selim Teber gibi.
Futbola Hannover 96'da başladı ve 1998 yılına kadar bu takımda forma giydi. Temmuz 1998'de bedelsiz olarak Hamburger SV takımına transfer oldu. Temmuz 2000 yılına kadar bu takımın oyuncusu olan Ernst daha sonra Temmuz 2000'de Gbp 960.000- Werder Bremen'e transfer oldu.
Temmuz 2005'de Schalke 04'e geçen Ernst, Bundesliga kariyerinde 13 gol attı. Milli takımda oynadığı 24 maçta da 1 gol attı.
Bu sezon 2 Şampiyonlar Ligi, 4 UEFA Kupası, 3 Almanya Kupası, 14 Lig maçı olmak üzere 23 maçta 1.730 dakika forma giydi. 1 asist, 7 sarı kart, 1 kırmızı kart gördü.
Oynadığı son 300 resmi maçta sadece 1 kırmızı kart, 2 tanede çift sarıdan kırmızı kart görerek Fair Play anlamında istikrar abidesi. Yaptığı 27 asist ile hücumada dönem dönem çıktığını görebiliyoruz.
Kariyerinde sahaya çıktığı maçlarda ortalama 85 dakika forma giydi.

Beşiktaş'a hayırlı uğurlu olsun.

Altuğ AKTAŞ

Beşiktaş J.K - Antalyaspor**01.02.2009 20:00:00

Beşiktaş J.K - Antalyaspor
tarih : 01.02.2009 20:00:00
mekan : BJK İnönü Stadyumu

Eski Açık Rakip Takım: 25,00 TL
Eski Açık: 25,00 TL
Kapalı Alt: 70,00 TL
Kapalı Üst: 100,00 TL
Numaralı Kenar: 120,00 TL
Numaralı Orta: 150,00 TL
VIP Alt A - F: 150,00 TL
VIP Alt B - E: 175,00 TL
VIP Alt C - D: 200,00 TL
VIP Üst A - F: 200,00 TL
VIP Üst B - E: 250,00 TL
Yeni Açık: 30,00 TL

İngiltere Premier Lig'e hızlı bir bakış




Ve Cisse gidiyor.

2007'de takıma katılan Cisse, aslında biz taraftarlarca beğenilen bir futbolcuydu. Kaybettiğimiz puanlara bakıldığında genelde Cisse'nin oynamadığı maçlar olduğu ortaya çıkıyordu.
Sözleşmesi sezon sonunda bitiyor Cisse'nin ve yönetim sözleşmesini uzatmama kararı aldı.

Bence yanlış bir strateji. O zaman devre arasında satıp para kazanılsa daha iyi olurdu yada şimdiden sözleşme uzatıp sezon sonunda satılsa...
Her neyse mutlaka yönetimin bildiği bir şey vardır (!)...

Altuğ AKTAŞ

Tahkim'den cezalar çıktı...

Galatasaray'ın Sivasspor ile, Beşiktaş'ın Denizlispor ile oynadığı lig maçlarında hakeme küfür ettikleri gerekçesiyle kırmızı kart gören Ümit Karan ve Tomas Zapotocny'nin cezaları belli oldu.. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, iki futbolcuya da 2'şer maç ceza verdi.
Bunun yanı sıra Galatasaray yöneticilerinden Sayın Haldun Üstünel'e de Sivasspor maçından sonra Federasyona karşı yapmış olduğu konuşmalardan dolayı 15 gün hak mahrumiyeti verildi.

Denizlispor maçında yapılan kötü tezaruhattan dolayı sahasının kapanmasını bekleyen Beşiktaş taraftarlarına sevindirici haber geldi; Beşiktaş yönetiminin iyi niyetli davranışından dolayı sadece 10.000 TL para cezası verildi.

Diğer Cezalar:
1 maç seyircisiz oynama: Çaykur Rizespor
3 maç: Naci Şensoy (İstanbulspor Teknik Sorumlusu)
2 maç: Habip Tok (Adanaspor), Kenan Aslanoğlu (Bucaspor), Serkan Cinaz (Bozüyükspor), Alican Çelik (Adana Demirspor), Hüsamettin Balcı (Gaziosmanpaşaspor Antrenörü), Gökhan Böyter (Gençlerbirliği PAF)
30 gün hak mahrumiyeti: Orhan Keskin (Alibeyköysporlu yönetici)
20.000 TL: Sivasspor
15.000 TL: Çaykur Rizespor
10.000 TL: Galatasaray, Beşiktaş
5.000 TL: Kocaelisipor, Orhan Keskin (Alibeyköysporlu yönetici)
4.500 TL: Kayseri Erciyesspor, Arsinspor
3.900 TL: Kırıkkalespor
3.750 TL: Karşıyaka, Manisaspor
2.500 TL: Malatyaspor, Adanaspor, Kasımpaşa
2.400 TL: Etimesgut Şekerspor
2.000 TL: Çorumspor, Beykoz 1908
1.500 TL: Çankırı Belediyespor

İki futbolcuya 1 yıl men cezası

Biri Brescia'nın 1976 doğumlu oyuncusu Davide Possanzini, diğeri Napoli'nin 1983 doğumlu oyuncusu Daniele Mannini.
2007 Aralık ayında oynanan Brescia-Chievo maçından sonra bu iki oyuncu doping testine çağrılıyor fakat ikiside geç gidiyordu.
Bunun sonrasında doğal olarak haklarında tutanak tutulup işleme başlanmıştı.
İki oyuncuda Brescia'da oynuyordu o dönemde ve tutulan tutanak sonrası İtalya Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu tarafından beraat ettirilmiş, İtalya Milli Olimpiyat Komitesi Anti Doping Mahkemesi tarafından ise 15 gün sahadan men cezasına çarptırılmıştı. Bu karar sonrası iki oyuncuda cezasını çekmişti.
Ancak Dünya Anti Doping Ajansı (WADA), cezanın yeterli olmadığını düşünüp temyize gittiler.
Lozan'da bulunan idari futbol mahkemesi temyiz kararını haklı bulup dosyayı inceledi ve cezayı 29.01.2009 tarihinde açıkladı. İki oyuncuyada 1'er yıl sahadan men cezası verdi. Daha önceden 15 günlük cezalarını çeken futbolcular, bu sürenin 1 yıldan düşürülmesi sonrasında 14 Ocak 2010 tarihine kadar forma giyemeyecekler.

2011 ve 2012 Şampiyonlar Ligi finallerinin adresi belli oldu.

Şampiyonlar Ligi'nde 2011 ve 2012 yıllarında finale ev sahipliği yapacak ülkeler belli oldu. 2011'de yenilenen Wembley Stadyumu (İngiltere), 2012'de ise Allianz Arena (Almanya) final mücadelesinin gerçekleştirileceği statlar olarak belirlendi.
UEFA'nın bu kararı ile birlikte Londra 6. kez Devler Ligi'nde final mücadelesi organizasyonluğunu üstlenmiş oldu. Bu alanda Londra Paris ile birlikte paylaştığı rekordan sıyrılaran en çok Devler Ligi finali düzenlenen şehir olma unvanını da ele geçirdi.

papaz: Trabzonsporlu Yazar Aranıyor

papaz: Trabzonsporlu Yazar Aranıyor

29.01.2009

Yattara, Real yolunda


Marca'nın bugün çıkan sayısında 2 tam sayfa Yattara var.
Real Madrid'in Yattara'yı Ocak ayında Eur 1.500.000- karşılığında alacağı ifade ediliyor.

Açıkçası Yattara o parayı hakedecek kadar kötü bir oyuncu değil. Çok daha fazlasını hakediyor.

Sayın Başkan'ın futbol bilgisine saygım sonsuz ve güvenm tam.
Takım böyle bir hava yakalamışken bu fiyata Yattara'yı göndereceklerini sanmıyorum.
Sonuçta Trabzonspor'un o paraya ihtiyacı yok.
Ama Eur 6.000.000- gibi bir ödeme yapılırsa o zaman Yattara satılabilir.
Başkan o paraya en az 5 tane daha Yattara bulur...

Turkcell Süper Lig'e hızlı bakış

Fransa 1. Ligine hızlı bakış

Sivasspor'un maçlarıda canlı yayında

27 Ocak Salı günü Globaliddaa.com adresinden geçmiş olduğum bir duyuru en sonunda netlik kazandı.
Yayıncı kuruluşun yaptığı anlaşmaya göre; 1 maç hafta içi, özel durumlar hariç 3 maç hafta sonu olmak üzere toplam 4 maç canlı yayınlanmaktaydı.
Fakat Sivasspor'un müthiş çıkışı ve bunu devam ettirmesi nedeniyle LİG TV yöneticileri Federasyon'a başvurarak Sivasspor maçlarınıda canlı yayınlamak üzere girişimde bulundular.
Bu başvuru dün akşam sonuçlandı ve bu hafta Kayserispor ile Adana'da oynanacak olan maç canlı yayınlanacak.
Öncelikle LİG TV'ye her ne kadar reyting kaygısı güdülerek alınmış bir karar olsa da bu kararı aldığı ve başvuruda bulunduğu için ayakta alkışlıyorum.
Televizyonda canlı yayınlanan maçın kalitesi her zaman yayınlanmayan maçlardan daha yüksek olur.
Bundan sonra umarım her hafta 5 maç izleriz.

Altuğ AKTAŞ

UEFA Kupası Finali bilet kurası bugün çekiliyor

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda 20 Mayıs'ta oynanacak UEFA Kupası Finali için bilet almaya hak kazananlar, bugün saat 16.00'da noter huzurunda yapılacak kura çekimiyle belirlenecek. 23 Ocak tarihine kadar bilet talep formunu eksiksiz doldurup gönderen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasından noter huzurunda yapılacak çekiliş ile 5791 biletin sahibi belirlenecek.
30 Ocak 2009'daki TCMB döviz satış kuru üzerinden fiyatlandırılacak bilet ücretleri, 30 Ocak - 5 Şubat tarihleri arasında başvuru formunda belirtilen kredi kartlarından çekilecek. Tüm başvuranlara 6-8 Şubat tarihleri arasında e-mail yoluyla bildirimde bulunulacak. Biletler, hak sahiplerine 15-24 Nisan 2009 tarihleri arasında kargoyla gönderilecek.

Galatasaray'ın Bordeaux ilk maçının hakemi İsviçreli

Galatasaray´ın, UEFA Kupası 3. turunda Fransa´nın Bordeaux takımıyla yapacağı maçları yönetecek hakemler belli oldu.
Futbol Federasyonu’ndan alınan bilgiye göre, 18 Şubat’ta Chaban-Delmas Stadı’nda oynanacak ilk karşılaşmayı, İsviçre’den Claudio Circhetta, 26 Şubat’ta Ali Sami Yen Stadı’ndaki rövanş mücadelesini ise İskoç Craig Thomson yönetecek.
İlk maçta Circhetta’ın yardımcılıklarını aynı ülkeden Matthias Arnet ve Manuel Navarro yapacak. Mücadelenin dördüncü hakemi olarak ise Daniel Wermelinger görev alacak.
Claudio Circhetta
20 yaşına kadar Futbol oynayan Claudio, 88 yılında hakem oldu ve üst üste başarılar yakaladı.
1970 doğumlu bır hakem. İsviçreli ve zaman zaman Avusturya liginde de görev alıyor.
İsviçrenin en iyi hakemlerinden, UEFA U19 2007 de final maçını yönetti.
2008 de sadece UEFA kupasıyla kalmadı Şampiyonlar ligi maçlarınıda yönetti.
Hızla grafiği yükselen bir hakem.
Yardımcısı Matthias Arnet ise Almanya ile oynadığımız maçın da yardımcısıydı ve vermiş olduğu art niyetli kararlar ile dikkatleri üzerine çekmişti.

Allah Galatasaray'ın yardımcısı olsun...

Altuğ AKTAŞ

Appiah, Fenerbahçe'ye Eur 2.281.000 ödeyecek.


Fenerbahçe'nin Ganalı oyuncusu Appiah, önce sakatlandı daha sonrada hastalandı ve Fenerbahçe'den uzun süre ayrı kaldı. Bu sırada Fenerbahçe Appiah'ın bütün alacaklarını ödedi ve daha sonra sözleşmesini fesh etti.
Appiah ile FİFA'lık olan Fenerbahçe, Appiah'ın bütün alacaklarını ödediği için bir adım öndeydi ve zaten davanın sonucu açıklanıncada bunu görmüş olduk.
Appiah, Fenerbahçe'ye Eur 2.281.000- ödemek ile hükümlü oldu. Ortega'dan sonra ikinci kez Türk takımlarının lehine bir karar çıkmış oldu.
Futbolcular ile Yöneticiler ile FİFA'da davalık olunca nasıl kazanılacağını Fenerbahçe öğrendi. Umarım diğer kulüplerimizde öğrenir...

Bunun yanı sıra Appiah'ın bu parayı ödemek yerine takımda oynama talebi ile Fenerbahçe yönetimiyle masaya oturacağı söyleniyor.
Appiah'ın takımdan ayrılmasının en büyük nedeni de aslında Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu ve Beşiktaş ile çekiştiği sezon, Beşiktaş maçından 1 hafta önce oynanan maçın soyunma odasında (Sanırım Sakarya maçıydı) arkadaşlarına; "haftaya Beşiktaş ile berabere bile kalsak Şampiyonuz. Rahat olun." Tarzında bir açıklama yaparken o anda Aziz Yıldırım'ın odaya girmesiyle Başkan ve oyuncu arasında ufak bir tartışma ve Appiah'ın Başkan'a ters bir iki cümle kurmasından kaynaklandığı bilgisi kulaklarıma geldi.

Ayrıca bazı Fenerbahçeli futbolcular basının olmadığı bir platformda aynen şu sözleri sarfettiler; "Appiah bu takımda oynamak istiyor ama oynayabilmesi için tribünlerin Appiah'ı eskisi gibi desteklemesi lazım. Eğer bu şekilde bir yaklaşım sergilenirse Appiah eskisinden de iyi oynar ve çok da başarılı olur, bizde onun oynamasını istiyoruz."

Altuğ AKTAŞ

28.01.2009

Ve Barcelona ŞAMPİYON

Rekorları kıra kıra ilerleyen ve tarihinin en iyi kadrosuna sahip olduğunu sezon başından beri dile getirdiğim Barcelona'nın bu sene La Liga'yı şampiyon olarak bitirdiği duyuruldu.
Expekt.com adlı Avrupa da hizmet veren bahis şirketi sezon başında açtığı "La Liga'nın Şampiyonu Kim Olur" bahisini dün itibariyle kapadıklarını ve Barcelona'ya bahis yapan kullanıcıların kazançlarını hesaplarına yatıracaklarını duyurdular. Bunun yanı sıra bahisin devam edeceği ve Barcelona dışında ki takımlara bahis yapmak isteyenlere engel olunmayacağı, sezon sonunda da Barcelona dışında bir takım Şampiyon olursa paraları ödeneceği duyuruldu.

2008-2009 LA LİGA ŞAMPİYONU BARCELONA

Altuğ AKTAŞ

Federico Higuain ikinci Del Bosque'mi olacak?

Günlerden 22.08.2007 ve Beşiktaş yeni transferini yapmıştı...
Ertuğrul Sağlam ve Sinan Engin'in birlikte yaptığı operasyon sonucu Higuain Beşiktaş'a gelmişti.
Tam Eur 1.650.000- e transfer olmuştu River Plate'den.
O dönem transfer edilen futbolcularda yaşanan sorun Federico'da da olmuş ve başarısız bir dönem sonrasında takımdan gönderilme kararı alınmıştı. Bedelsiz olarak Meksika takımı Club De Amarica'ya gönderildi.
River Plate, Beşiktaş'tan alacakalarını tahsil edemediği için FİFA'ya başvurdu ve davayıda kazandı. Aslında alacaklarını ödemişti Beşiktaş ama çekler karşılıksız çıktı.
Şimdi FİFA'da sabıkalı olan Beşiktaş yeni bir dosyası ile tekrar gündeme geldi.
Hiç bir yönetim Beşiktaş'ı bu kadar karalamamıştı.
İşin dahada vahimi eğer 1 ay içinde bu ödemeler yapılmaz ise yaptırım olarak puan silme, Avrupa Kupalarına 1 yıl süre ile katılamama gibi cezalar gelecek Beşiktaş'a.
Acaba o zaman yönetim rahatlar mı?

Muro'nun sözünden alıntı yapalım;
Nalet Olsun İçimde ki Bu Yönetim Sevgisine...

Altuğ AKTAŞ

Sene 1999 ve sen gittin Barış Abi... 2 Ocak 1943 - 1 Şubat 1999

Sene 1999... İşten çıkmış eve dönüyordum... Saat geç olmuştu... Yorgun argın eve geldim ve kapı açılır açılmaz gergin bir havayı hissetmiştim... Abim ve arkadaşlar evdeydi... Ne oldu dedim bir an için ses çıkmadı... Hayırdır dedim ve cevabı aldım... Sen gitmiştin Barış Abi... Ama 1 gün dahi seni hiç unutmadık...
Belkide ilk ezberlediğimiz şarkıydı Dağlar Dağlar, Gülpembe...
Senin şarkılarını 1 kera dahi hiç dinlemeyen, bir 4'lüğünü bile ezberlemeyen varmıdır? Varmıdır adam olacak çoçuğu (7'den 77'ye) izlemeyen? Seni anlatmaya satırlar yetmez, sözler yetmez ama seni unutmayada yıllar yetmez Barış Abi...

Sene 1999... Aylardan Şubat... Sen gittin Barış Abi...
Ama gitmedin... Hep şarkılarınla kulaklarımızda, kalplerimizde oldun...
Sene 1999... Sen gittin Barış Abi... Uzaklara... Tıpkı Ekvatordan Kutuplara adlı programında ki gibi... Çok uzaklara gittin...
Şarkılarınla, programlarınla büyüdük... Baba bizi eversene demiştin 1975'de... Hala yayınlansa izleyeceğimiz bir film yaptın... Aslında eserlerin şarap tadında... İlk piyasaya çıktığında da çok güzel ama yıllar geçtikçe çok daha güzel olan eserler bıraktın...

Alla Beni Pulla Beni Al Koynuna Yar dedin, Arkadaşlarına Eşek dedin, Ayı ile hayvanları sevdirdin... Sen hep bize birşeyler öğrettin... Sevmeyi, sevilmeyi, değer vermeyi öğrettin...

En güzeli UNUTMAMAYI öğrettin...

Seni Unutmayacağız Barış Manço...

29 Ocak 2009 @Caddebostan Kültür Merkezi saat:21 00
Show Tv'den canlı yayın ile Siyaset Meydanı Barış'a Davet diyor...
Ben CKM'de olacağım senin için Barış abi ve bütün sevenlerin orada olacak...

Altuğ AKTAŞ

Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin,
İnanamadık Gülpembe.
Bizim iller sessiz, bizim iller sensiz,
Olamadı Gülpembe.
Dudağımda son bir türkü Gülpembe,
Hala hep seni söyler, seni çağırır Gülpembe.
Gözlerimde son bir bulut, Gülpembe,
Hala hep seni arar, seni bekler Gülpembe.

Balili ve Asker selamı...

Kahrolsun İsrail, ...... Balili....
İşte dün akşam Sivasspor'un attığı golden sonra Galatasaray'lı taraftarların yaptığı tezahürat buydu...
Halbuki bir düşünseler Sivasta 3 gün önce yedikleri gol ile Balili'nin attığı bu gol arasında hiç bir fark olmadığını göreceklerdi ve belkide bu sefer kendi savunma oyuncularına hatta hocalarına küfür edeceklerdi. Ama bu kadar ince düşünemeyip direkt Balili'ye küfür ettiler.
Halbuki Balili ile aynı kökenler içerisinde olan Galatasaray taraftarları yok muydu? O zaman nasıl bu küfür ediliyor yada ne kadarı doğruydu?
Aslında Galatasaray teknik heyeti ile taraftarların Sivasspor'u daha önceki maçlarında hiç takip etmediği bu gol ile ortaya çıktı.
Çünkü Sivasspor genelde kanattan hızlı oyuncusu ile çizgiye doğru iner ve oradan içeriye topu yollar. İlk maçtada gol bu şekilde gelmişti. Teknik heyet Sivasspor'u daha yakından izlemiş olsa buna bir önlem düşünebilirlerdi.
Ayrıca Balili, her attığı maçtan sonra asker selamı vermektedir. Ne dün, ne de bugün kafasına bir anda gelen bir fikir değildir bu hareket. Hocası Bülent Uygun'da attığı her golden sonra esas duruşa geçip asker selamı verirdi.
Balili'de hocasından esinlenerek attığı her golden sonra bu şekilde sevincini göstermektedir. Amacı belkide hocasını örnek alması ve onun izinde olması anlamına geliyor olabilir bilinmez ama bunun ne İsrail ile nede Filistin ile alakası yoktur. Bunu herkes bilmelidir.

Altuğ AKTAŞ

27.01.2009

Roman Kratochvil Denizlispor'dan ayrıldı...

Hafta sonu Beşiktaş ile oynanan maçta kendi kalesine gol atan Roman ile Denizlispor yollarını ayırdı.
2 Şubat'a kadar 2 yabancı transferi yapacak olan Denizlispor'un yabancı kontejyanını açabilmek için bu kararı aldıklarını ve iki tarafta anlayışlı hareket ederek yollarını ayırdıklarını açıkladılar.

Kratochvil, 2002 yılında Denizlispor'a gelmiş ve 182 maçta 30 gol atmıştı. Genelde oynadığı takımlarda hep uzun vadeli oynayan 34 yaşında ki defans oyuncusu Denizlispor'dan önce de İnter Bratislava da 8 yıl mücadele etmişti.

26.01.2009

Kezman, küllerinden mi doğuyor?

Fenerbahçe'de 22 maçta 11 gol atarak aslında 2 maçta 1 gol atma ortalamasıyla oynuyor fakat kadroda düzenli olarak sahaya çıkma garantisini kulüpten alamadığı içinde takımdan ayrılma kararı almıştı.
Sezon başında PSG'ye transfer olan Kezman, ilk oynadığı maçta sadece penaltıdan gol atabilen Kezman, oynadığı toplam 15 lig maçında başka gol atamamıştı. Bunun yanı sıra UEFA kupasında da 3 gol atıp takımı bir üst tura taşıdı.
Çok kötü bir performans ve istatistiğe sahip olan Kezman, hafta sonu oynanan kupa maçında Ajaccio'ya 2 gol atarak takımının 3-0 kazandığı maçın galibiyet mimarı oldu.
Açıkçası Kezman, attıkça açılan bir oyuncu. Eğer bu performansını lige de oturtabilirse ligin ikinci yarısına damga vuran golcü olabilir ama açıkçası fazla beklentim yok. Herşeyi zaman gösterecek.

Altuğ AKTAŞ

27-28-29 Ocak TV de Futbol & Basketbol

27 Ocak Salı
03.00 NBA TV - New Orleans Hornets-Philadelphia
17.30 LİG TV
- HD - Denizlispor-Ankaraspor
18.00 SPORMAX - G.Saray CC-V.Bologna
20.00 LİG TV - HD - Galatasaray-Sivasspor
21.45 SPORMAX - West Bromwich-M.United
23.45 SPORMAX - Portsmouth-Aston Villa
28 Ocak Çarşamba
02.00 NBA TV - Cleveland-Sacramento
12.15 SPORMAX
- Tottenham-Stoke City
19.30 SPORMAX - Cibona-M.Siena
20.00 LİG TV - HD - Antalyaspor-Beşiktaş
21.30 NTV SPOR - Milan-Genoa
21.45 SPORMAX - Chelsea-Middlesbrough
23.45 SPORMAX - Wigan Athletic-Liverpool
29 Ocak Perşembe
01.30 SPORMAX - Everton-Arsenal
05.30 NBA TV - Los Angeles-Chicago Bulls
12.15 SPORMAX
- M.City-Newcastle United
20.00 LİG TV - HD - Fenerbahçe-Bursaspor
20.15 SPORMAX - HD - F.Bahçe Ü.-CSKA Mosk.
21.45 SPORMAX - Real Madrid-Barcelona

Beşiktaş taraftarı, Zapo, Hakem ve Kratochvil...

Öncelikle Beşiktaş taraftarının Denizlispor'un yeni transferi 23 numaralı Musa Sinan Yılmazer'e maç başında göstermiş olduğu sevgi alışlanacak bir durumdu.
Bunun yanı sıra maça baktığımızda fazla alkışlanacak bir şey yoktu.
Maçın başında ısınan futbolcularını ve özellikle Yusuf Şimşek'i taraftarların bağrına basması güzeldi.
Bir anda kapalı tribün önünde ısınan Selçuk Dereliye'de sevgi gösterisinde bulunulması beni şaşırttı ama şaşkınlığım fazla uzun sürmedi çünkü ismini haykıran taraftarlara ufak bir tebessüm ile iki elini kaldırıp alkışlayan Selçuk Dereli'ye alkış değil küfür ile cevap verildi. Selçuk Dereli yine kendisinden fazla ödün vermeden tebessüm etmeye devam etti ama bence taraftarın yaptığı çok yanlıştı.
Alkışa, alkış ile karşılık verilse biraz daha sempatik ve ılıman bir hava eserdi. En azından süper lig tarihinde benim hiç hatırlamadığım bir şey gerçekleşmiş olurdu. Bir hakem'e maç öncesinde ısınırken alkışlı sevgi gösterisinde bulunma...
Evet o an için tribünde bulunan taraftarlar eğlendiler, güldüler ama ya sonra?
Bu davranışın etkisi ile maça ön yargılı bir hakemin çıkacağını düşünmedi mi bu taraftarlar? Zaten düşünseler böyle mi yaparlardı...
Maç başladı... Bir kaç düdük ve kartlar taraftarın hoşuna gitmedi ve yoğun tepki göstermeye başladılar. Üstüne birde Zapo kırmızı kart görünce taraftarlar bir anda çıldırdı. Ama hakemin bir suçu yoktu orada sarı kart gösterecek hatta sarı kartı neredeyse göstermişti bile o anda elini hemen Kırmızı kartına götürüp onu çıkardı.
Bu Zapo için yaklaşık olarak Eur 50.000-'e patladı ama Zapo'nun oynamadığı maçlarda muhtemel puan kayıpları veya o kırmızı kartın haksız olduğunu düşünerek hakeme küfür eden taraftarların sonucunda kulübün alacağı ceza Beşiktaş'a çok daha fazlasına patlayacaktı.
Beşiktaş, belki 3 puanı aldı ama bence haketmedi. Sistem olarak kesinlikle yanlış bir oyun içerisindeydiler. Tabi Mustafa Hoca'nın işine karışmak haddimiz olamaz belki ama Cisse'yi kesip Sivok'u oraya çekmekde olmaz...
Kratochvil o golü atmasaydı ne olacaktı?
Nasıl bir galibiyet alacaktı Beşiktaş?
Hep yönetimi, hep yöneticileri hep birilerini eleştirdik ama bu hafta taraftarı eleştirmeden yapamıyorum. Bir hakemi önce alkışlayıp sonra küfür etmek ve devamında başlayan maçta haklı yada haksız olarak çalınan düdüklere tepki göstermek çok yanlıştı.
Biraz daha düşünceli ve yerinde adım atan taraftar olmak gerekli.
Küfür basit insanların işidir. Küfürden önce alkışlamayı bilmeliyiz.

Yusuf ilk maç olmasıyla heyacanı gözlerinden okunuyordu. Maç başında tribüne çağırılırken bile çok heyacanlıydı. Elini kalbine mi götürecek, yumruk mu atacak, alkışlayacak mı bir anda ikilemde kaldı. Dizlerinin titrediğini görüyordum. Bu yaşta ve Süper Lig'in tozunu bu kadar çok yutmuş bir profesyonel için bu gördüklerim şaşırtıcıydı. Oyun içinde ki pas hatalarına falan fazla takılmamak lazım. Kolay değil orası İnönü... Biraz zaman vermek lazım çünkü karşımızda hemen hemen 2 aydır top oynamayan bir Yusuf vardı.

Maçın yıldızını düşünecek olursak ortada oyun, kurgu, taktik yoktu bu nedenle bence yıldız;
Küfür ile kırmızı kart gören Zapo, tek golü atan Kratochvil, daha maç başlamadan hakeme küfür eden taraftarlar ve bu arayı iyi değerlendirmeyip tribünleri boş bırakan taraftarlar maçın yıldızı olmuştur.

Altuğ AKTAŞ

17. Haftanın ardından

Ligin ikinci yarısının ilk haftası ve resmi olarak ligin ilk yarısının son haftasını geride bıraktık.
Ankaraspor’un Cuma günü göstermiş olduğu mücadeleyi alkışlamak gerekiyor. Özellikle ilk yarıda muhteşem bir oyun sergilediler ve Konyaspor’u 3-0 yendiler.
Antalyaspor, deplasmanda Ankaragücü’nü 1-0 yenerek çıkışına devam etti. Kesin düşer diye düşünülen Antalyaspor, üst üste aldığı puanlar ile bir anda yukarıya tırmanmaya başladı. 20 Ekim tarihinde imza atan Mehmet Özdilek’in bu başarıda payı çok yüksek. 30 Ekim’de Beşiktaş ile Fortis Türkiye Kupası maçına çıkan Antalyaspor, 3-0 mağlubiyet ile sahadan ayrılmıştı. Mehmet Özdilek bu maçta takımın başında çıkmamıştı. Devam eden haftalarda 12 resmi maç yaptılar ve sadece 1 mağlubiyet aldılar. O mağlubiyette Fenerbahçe deplasmanıydı. Son 3 resmi maçını kazanan Antalyaspor’un başarısının devam edeceği gözle görünüyor.
Eskişehirspor’un hem kent hem de takım olarak evinde büyük takımlar bile rakibi olsa yenilmeyeceğini düşündüğümü her fırsatta dile getiriyorum. Özellikle Batuhan’ın da Youla ile başarılı olacağına inanıyorum. Bununda sinyalini aslında Fenerbahçe ile oynadıkları kupa maçında vermişlerdi. Rıza Hoca’nın talebeleri tatil sonrası ilk maçlarını kaybetmeyerek en azından ciddi bir yara almadılar.
Kayserispor’un özellikle 10 kişi kaldıktan sonra ki oyun düzeninin dağılması bu hafta kötü bir mağlubiyet almalarına neden oldu. Aslında bu düşüşün devam edeceğini düşünüyorum. Evindeki maçları artık Adana’da oynayan Kayserispor, az da olsa üzerinde olan seyirci artısını kaybetti. Adana’da ki maçlarda Adanaspor taraftarları bir takımı, diğer takımı da Adana Demir Spor taraftarları destekliyor. Buda Kayseri’ye bir fayda sağlamıyor. Troisi’nin de hakkını vermek lazım. Çok güzel bir oyun ve çok güzel goller attı.
Sivasspor, için ayrı bir pencere açmak lazım. En az 4 yıllık bir çalışma ardından gelen bu başarı küçümsenmemeli. 11 kişi oynayan Galatasaray ile 10 kişi oynayan Galatasaray arasında aslında fazla fark yoktu. Biraz daha şanslı olsaydı Sivasspor, o zaman 3,4-0 bitebilirdi maç. Hakeme gösterilen tepki ve hay kırışların devamı ve hatta etkisi kupa maçlarında da gözükecektir. Galatasaray’ın 1 hafta içinde 2 kere daha Sivasspor ile oynayıp yorulacak ve gerilecek olmasından dolayı ligden 1 maç daha kayıp yaşayabilirler. Rakipleri bu periyodu iyi değerlendirmeli.
Beşiktaş, aynı tas aynı hamam... Taraftar hakeme haykırıyor ama sorarım o taraftara; maç öncesinde kapalı tribün önünde ısınan Selçuk Dereli’yi tribüne çağırmak için ısrarla bağırdıktan sonra nazik bir şekilde elini kaldırıp selam veren insana neden küfür ile karşılık verirsiniz… Tamam hadi bunu yaptınız. O zaman maçta verebileceği kasti hatalı yada fark etmeden hatalı Beşiktaş aleyhine karar verdiğinde neden tepki gösterirsiniz. Bir kere daha maç başlamadan ısınırken taraftarların seslenmesine dayanamayıp elini kaldırıp taraftarı alkışlayarak selamlayan yani taraftarı “adam” yerine koyan bir hakem’e bu selamından sonra küfür eder ve “Geri zekalı” diye hitap ederseniz. O hakemde çaldığı düdükler ile asıl geri zekalı sizsiniz edasıyla maçını yönetir. Bu maç bu şekilde yönetilmiş demiyor ama yönetilir diyorum… Beşiktaş, Kratochvil o golü atmasaydı bu maçta gol falan atamazdı, düzensiz, tertipsiz ve ruhsuz bir takım aynı zamanda kısmen boş tribünlerin olduğu maçta bu tarz bir skor’a şükür etmek gerekir.
Kocaelispor’un bu maç kazanacağına inanıyordum. Belki hissi bir düşünüştü ama bu kadar olumsuzluk ve gerileyiş devam edemezdi. Karşısında dişine göre bir rakip vardı ve patladılar. Erhan Altın hoca’nın bu skorda mutlaka payı var. Emrah, Taner, Serkan iyi oynayan oyuncular arasındaydı. Kocaelispor, ligde kalmalıdır çünkü kent olarak, taraftar olarak bunu hak ediyorlar. En kısa sürede toparlanmaları dileğimle.
Bursa’nın zaten Beşiktaş’tan aldıkları oyuncular ile yeni hocası Ertuğrul hoca, birbirilerini tanıyan ekiplerdi. Bu sene Bursa’nın 3. Beşiktaş kökenli hocası ama taraftarın tek tepki göstermediği hoca. Taraftarını da arkasına alarak çok güzel 3 puanı aldı. Belediye zaten rakip olamazdı ve olamadı.
Fenerbahçe takımına baktığımda her nedense Guiza ile devam etme inadı devam ediyordu. Sabah kuşağında iki takım arasında oynanan paf maçını da takip ettim ve Aziz Başkan ile kurmaylarının da bu maçı takip ediyor olması futbolun geleceği açısından beni sevindirdi. Trabzonspor’da Egemen, Hüseyin, Selçuk, Song çok başarılı bir performans sergilediler. Hatta ben Hüseyin’i ilk defa bu kadar iyi oynadığı bir maçını izledim. Derbi değil büyük maç olan bu maçta hangi sonuç çıkarsa çıksın rakip takımların bir kısmı sevinecekti ama beraberliğe açıkçası Fenerbahçe başta olmak üzere bütün takımlar sevinmiştir diye düşünüyorum. Oyun kurgusu olarak Ersun hoca’yı taktir ediyorum. 2 santrafor ve yanında Yattara, Selçuk ikilisi birde Colman’ı ekledik mi 5 hücuma yönelik oyuncu ile sahaya çıktılar ama ev sahibi Fenerbahçe tek santrafor arkasında Devied ve Alex ile çıktılar. Bunun yanı sıra Alex oyundan çıkarken yerine Josico girdi ki bu değişikliğe hiçbir şekilde anlam veremedim. Aragones’e birilerinin artık müdahale etme zamanı geldi diye düşünüyorum.

Sonuç olarak hafta’nın en şanslı takımı Beşiktaş olduğu diye düşünüyorum. Çünkü hak etmediği bir 3 puan aldı. Neden Sivasspor değil der isek; onlar zaten 3 puanı fazlasıyla hak ettiler. Bu durumda en şanslıdan öte, bu haftanın en çok çıkar elde eden takımı unvanını alırlar.

Altuğ AKTAŞ

23.01.2009

23-24-25 Ocak TV Ekranı

23 Ocak Cuma

20:00 Ankaraspor - Konyaspor / Turkcell Süper Lig / LİG TV
21:45 Derby County - Notigham Forest / İngiltere FA Cup / NTV Spor
24 Ocak Cumartesi
13:30 Samsunspor - Kartalspor / Bank Asya 1.Lig / D Spor
14:00 Sivasspor - Galatasaray / Turkcell Süper Lig / LİG TV
14:30 Abeerden - Rangers / İskoçya 1. Lig / Futbol Smart
17:00 Celtic - Hibernian / İskoçya 1. Lig / Futbol Smart
19:00 Beşiktaş - Denizlispor / Turkcell Süper Lig / LİG TV
19:15 Manchester United - Tottenham / İngiltere FA Cup / NTV Spor
20:45 PSV - NAC Breda Hollanda 1. Lig / Futbol Smart
21:30 Juventus - Fiorentina / İtalya Serie A / NTV Spor
23:00 Barcelona - Numancia / İspanya La Liga / NTV

25 Ocak Pazar
13:00 Kasımpaşa - K.Erciyesspor / Bank Asya 1.Lig / D Spor
15:30 Groningen - Ajax / Hollanda 1. Lig / Futbol Smart
16:00 Bologna - Milan / İtalya Serie A / NTV Spor
18:00 Liverpool - Everton / İngiltere FA Cup / NTV Spor
19:00 Fenerbahçe - Trabzonspor / Turkcell Süper Lig / LİG TV

UEFA Kupası final biletleri için kura çekimi 29 Ocak'ta

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda 20 Mayıs'ta oynanacak UEFA Kupası Finali'nin biletleri için talep toplama süresi sona erdi. Talep toplama süreci sonunda bilet almaya hak kazanan futbolseverler, 29 Ocak 2009'da noter huzurunda yapılacak çekiliş sonucu belirlenecek.
30 Ocak 2009'daki TCMB döviz satış kuru üzerinden fiyatlandırılacak bilet ücretleri, 30 Ocak - 5 Şubat tarihleri arasında başvuru formunda belirtilen kredi kartlarından çekilecek. Biletler, hak sahiplerine 15-24 Nisan 2009 tarihleri arasında kargoyla gönderilecek.
UEFA, daha önce düzenlediği tüm finallerde olduğu gibi ev sahibi ülkeden ve Avrupa'dan karşılaşmayı izlemek isteyen futbolseverler için belirli bir kontenjan ayırıyor. Final biletlerinin büyük çoğunluğu ise finalist takımlar ile UEFA'nın üye federasyonları ve sponsorlara ayrılıyor.
Yurtdışında yaşayan ve finali seyretmek isteyen çift pasaport sahibi vatandaşlarımız, UEFA'nın resmi internet sitesi uefa.com'da 23 Şubat'ta başlayacak bilet satışından final biletlerini temin edebilecek. UEFA'nın tüm Avrupa'ya bilet satışı ise 20 Mart'ta sona erecek.

Başvurularınız hakkında detaylı bilgi ve başvuru takibi için www.tffbilet.org adresini ziyaret edebilirsiniz.

Beşiktaş ambleminin anlamını biliyor musunuz?

Hiç düşündünüz mü bu Beşiktaş Amblemi ne anlama geliyor ve nasıl ortaya çıkdı diye?
Yıllardır çözülememiş bir tartışma vardır. Başiktaş'ın renkleri aslında Kırmızı-Beyaz diye ve Balkan savaşında verilen şehitler ile kaybedilen toprakların sonrasında renkler Siyah-Beyaz oalrak değiştirilmiş, Balkanlarda kaybedilen topraklar bir daha geri kazanılanana kadar renklerin Siyah-Beyaz kalacağı gibi bir efsane dolaşıp durmaktadır ama bu tartışmalara 100.yıl belgeselinde son verildi. Tuğrul Yenidoğan'ın bu belgesel hazırlanırken yağmış olduğu geniş araştırmalar sonucunda aslında Kırmızı-Beyaz renkler ile ilgili bir detaya rastlanmadığı ve renklerin hep Siyah-Beyaz olduğu tespit edilmiştir. Hatta bu renklerin doğuşunda da Mehmet Şamil Bey'in çok büyük rol oynadığı tespit edilmiştir. İlk kurulduğu dönemde bir renge ihtiyaç duyulmazken takımların ve futbolcuların artmasıyla artık renk ayrımı yapılması gerektiği kararlaştırılmış olup, tabiatın bütünüyle birbirine zıt iki ana rengi olan Siyah ve Beyaz kulübün rengi olarak seçildi.

Beşiktaş Amblem'indeki ilk beyaz cizgi 1'i; 3 siyah çizgi 3'ü; ve ikinci beyaz çizgi 1'i simgelemektedir. Amblem 9 bölümden oluşmaktadır ve yukardaki dört numara (1,3,1,9) yanyana geldiğinde, 1319'u oluşturmaktadır. 1319, Rumi Takvimde 1903'e eşittir. Amblemdeki Türk Bayrağı ise Türkiye Futbol Federasyonu'nun hediyesidir. Beşiktaş Türk Bayrağı'nı kullanma hakkını Yunanistan Milli Futbol Takımı ile oynanan bir maçta Türk Milli Takımı'nı temsil ettiği için almıştır.

12 Şubat 18:00'de Beşiktaş Fulya Süleyman Seba projesi açılıyor...Ortaköy-Eminönü-Mecidiyeköy üçgeninde ki trafik felç olacak...

2005 yılında inşaatı başlanan Beşiktaş Fulya Süleyman Seba Projesi nihayet açılıyor.
Açılış'ın 12 Şubat'ta yapılacağı planlanıyor. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, Sayın Süleyman Demirel, Sayın Ahmet Necdet Sezer, Sayın Kemal Unakıtan, Sayın Murat Başesgioğlu, TSL'de mücadele eden bütün kulüplerin yönetici ve Başkanları ve daha bir çok protokol açılışda bulunacak. Buda demek oluyor ki 12 Şubat Perşembe günü hiçbir şekilde Mecidiyeköy-Eminönü-Ortaköy üçgeninden araç ile hareket edemeyeceğiz.
Benim bütün İstanbullulara tavsiyem o gün dışarı çıkmamaları...

Peki Meşhur projeye gelelim...
Arazi İstanbul'un göbeğinde ve gerçekten çok değerli bir yerde. Bu tarz bölgelerde ve hatta herhangi bölgede yapılan projelerde genelde hatta her zaman arsa sahibi, projeyi yapacak olan müteahhitten daha fazla kazanır. Yazılı olmayan bir kuraldır bu ama maalesef bu projede işler böyle yürümedi...
Aşçıoğlu ile yapılan anlaşma gereği metrekaresi 17 ile 25 dolardan kiralama sözleşmeleri yapıldı ve 3 yıllık peşin ödeme alındı.
Akla ilk gelen soru bu paralar nerede? Ama biz bu soruyu sormaktan vazgeçip Aşçıoğlunun hemen hemen bize ödediği paranın 3-4 misline başkalarına kiraladığını ve aslında Beşiktaş'ın daha fazla para kazanabileceğini ama neden kazanamadığını soruyoruz?
Yönetim de tabi ki doğal olarak aldıkları teklifler arasında bu teklifin en iyi teklif olduğunu söylüyor ama diğer teklifler ile ilgili ne o teklifleri veren firmalar ne de kulüp bir ayrıntı vermiyor. Hangi firmaların teklifleri reddedildi bilinmiyor...
Daha da ötesi ortada yapılan bir ihale yok... Varsa biz bilmiyoruz... İhale ilanını, kimlerin başvurduğunu, ihale tarihini vs. hiç bir ayrıntıyı bilmiyoruz ve hiç bir ayrıntı açıklanmıyor.
Aşçıoğlu'nun Beşiktaş'tan kiraladığı bedelden daha pahalıya başkalarına kiraladığı dile getirildiğinde ise alınan cevap çok daha ilginçleştiriyor olayları. Daha inşaat halinde anlaşmalar yapıldığı ve proje bitmeden kulübün para kazanıldığı açıklanıyor ama bir şey atlanıyor;
Aşçıoğlu da daha proje bitmeden kulübe ödediği paradan çok daha fazlasına başkalarına kiralıyor...
Bitti mi? Biter mi?
Proje kapsamında olmayan ve anlaşmaların dışında ilerlemek üzere bir anda yapılan binaya ek kat çıkılıyor. Bu katlarda toplam 40 daire tespit ediliyor. Beşiktaş, neden bu katlardan bir gelir sağlayamıyor sorusunu üzerine gelen açıklama çok daha ilginç oluyor;
Aşçıoğlu'nun belediyenin yerini aldığı ve oraya kültür merkezi inşaa edeceği bunun doğrultusunda da bizim proje için ek kat izni aldığını dile getiriyorlar ama bir şeyi atlıyorlar; kültür merkezi belediye'nin değil Beşiktaş'ın arazisine inşaa ediliyor. Bunun üzerine hemen yeni bir savunma geliyor; Usd 2.000.000-, Şan Ökten tesislerinin yenilenmesi, 95m^2 daire ve son model bir araba alındığı söyleniyor.
40 daireden söz ediyoruz. 1 daire Usd 500.000- den satışa çıksa Usd 20.000.000- eder ki bu tarz bir proje kapsamında olan daire asla ve asla bu kadar ucuz bir fiyata satılmaz. Burada elde edilecek gelir aslında çok daha fazladır.
Bu rakamlara karşılık Beşiktaş zarardadır dendiğinde ise Aşçıoğlu ile Belediye arasında yapılan anlaşmadır, kulübümüz karışamaz diyorlar ama arazinin, mülkün Beşiktaş'ın olduğunu ve söz konusu yapılan anlaşmaların Müteahhit ile Belediye arasında ama Beşiktaş'ın haklarının üzerinde yapıldığı unutuluyor.

Evet! İşte Fulya Projesi, 8 Şubat'ta yapılması planlanan Mali Kongre'nin "Çoğunluk sağlanamaması durumunda" maddesinin avantajı ile 15 Şubat'a kalacağı ve bu Mali Kongre öncesinde görkemli bir açılış ile 12 Şubatta açılıyor.
Beşiktaş'tan daha çok Müteahhitin para kazandığı Fulya Projemiz hepimize öncelikle Aşçıoğluna hayırlı uğurlu olsun.

12 Şubat'ta herkes davetlidir... Yanlış anlaşılmasın evde kalmaya davetlisiniz, bu trafikte İstanbul'da dışarda gezmeyi planlamıyorsunuz umarım...

Altuğ AKTAŞ