29.08.2008

Sinan Engin'e açık mektup; Vizyon'u küçük, hedefi olmayan yönetici

Beşiktaş, 28 Ağustos Perşembe akşamı UEFA kupası rövanş maçında rakibini 2-1 lik ilk maçın ardından 4-0 yenerek bir üst tura kaldı.
Maç sonrasında Sayın Sinan Engin bazı açıklamalarda bulundu;

''Pozisyonları oldu, ancak Beşiktaş, iyi futbolcuları olduğunu gösteriyor. Biraz vitesi yükseltince fark açıldı. Daha da farklı bitebilirdi.

Oyuncuların temposu ve isteği çok iyiydi. Bundan sonra gruplara kalmak istiyoruz. Bizim için önemli olan Turkcell Süper Lig şampiyonluğudur. Avrupa'da da gidebildiğimiz kadar gideceğiz. Ayrıca, rakiplerin yıldız oyuncu aldığı yönünde yorumlar var. Bizim yıldız oyuncularımız var. Rakipler bize yetişmek için yıldız oyuncu alıyor'' diye konuştu.

Sayın Sinan Engin,
Siz Beşiktaş'ın teknik heyetindesiniz. Bir mahalle takımının yada Bank Asya 1. Liginden bir takımın değil.
Bunu size hatırlatmak isterim.
Beşiktaş, 1903 yılında kurulmuştur ve o günlerden bugüne katıldığı her platformda her zaman zirveyi hedeflemiştir. Bu sembol olarak seçilen hayvandan bile belli değilmidir.
Teknik Direktörler, Yöneticiler Avrupa'da her ne kadar kendilerinden güçlü rakiplerle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar futbolcularını motive etmek için biz bu maçı kazanacağız tarzında açıklamalar yaparlar.
Bu bir motivasyon taktiğidir.
Siz bir Bosna temsilcisi için 'zorlu bir ekibi eledik' der iseniz bu yanlıştır. Rakibe saygı duymak apayrı bir konudur.
Beşiktaş, UEFA Kupası 1. turunu geçip gruplara kaldıktan sonra hiç galibiyet alamaz ise bunun faturasını hiçbir futbolcu yada Sayın Ertuğrul Sağlam'a kesemezsiniz.
Hiçbir futbolcu'ya UEFA Kupası maçlarında kötü oynadığı için hesap soramazsınız.
Çünkü alacağınız cevap bellidir;
'Bizim için önemli olan Turkcell Süper Lig Şampiyonluğu değil mi? Ben lig'de daha iyi oynayabilmek için bu maç fazla asılmadım' cevabını yada benzer bir cevap alırsınız.

Sayın Sinan Engin,
Beşiktaş'ın her hangi bir bölümünde görev almak her zaman büyük düşünmeyi gerektirir.
Hedeflerin her zaman daha ileride olması ve çıtanın hep en yüksek noktalarda tutulması gerekliliği vardır. Zaten bu düşünceler içerisinde olan ve bunlar için çalışan insanlar Beşiktaş'ta görev alır.

Sayın Sinan Engin,
Beşiktaş için Turkcell Süper Lig Şampiyonluğu daha önemliyse,
sizin görevde bulunduğunuz dönemlerde Beşiktaş kaç lig şampiyonluğu almıştır?

Sayın Sinan Engin,
Bu sene UEFA Kupası finali nerede oynanacak biliyormusunuz?
Hedefiniz sadece lig şampiyonluğu olduğuna bilmiyor olabilirsiniz;
İstanbul Kadıköy Şükrü Saraçoğlu stadyumunda...
Siz dün akşam hedefimiz Saraçoğlu deseydiniz hem futbolcular hem camia nasıl bir havada olurdu sizce?
Maç esnasında tribünleri gördünüz. Bu tribünler diğer Avrupa kupası maçlarında hem size hem takıma nasıl destek verirlerdi düşünebiliyormusunuz?

Sayın Sinan Engin,
Bu sene kaç tane kombine sattınız?
Rakip olarak tanımlanan takımlar çoktan kombine satışını bitirmişken Beşiktaş neden 12 Eylül'e kadar uzattı bu tarihi biliyormusunuz?
Çünkü takıma bir rağbet yoktu.
Peki Sinan Engin,
böyle bir durumdayken siz hedefin lig şampiyonluğu olduğunu belirttiğiniz zaman, ilerleyen dönemlerde ki Avrupa kupası maçlarında bu tribünler boş kalırsa, boş tribünlere karşı mücadele ederseniz bunu nasıl açıklayacaksınız?
Sonuçta taraftarın cebinde bulunan 3 kuruş para. Bunu Lig maçlarına saklamak isteyip Avrupa kupası maçlarına bilet almaz ve tribünler boş olursa ne yaparsınız?
Bundan 10 sene önce olduğu gibi, 3. kalite takımların yaptığı gibi, maç başlarken kapıları açıp içeriye yoldan geçen herkesi alıp tribünleri kalabalık mı göstermeye çalışırsınız?

Sayın Sinan Engin,
Beşiktaş gömleği size çok büyük geliyor.
Yakışmıyor...
Çıkarın onu...

Ben Başkan olsam ve benim başkan olduğum takımın Genel Menajeri bu tarz hedefsiz ve ayıp bir beyan verse hemen onu görevden alırım.
Gerçi Sayın Başkan'ın hedefi varmı acaba? Buda ayrı soru işareti...

Sayın Sinan Engin,
Daha fazla küçültmeyin hedefleri.
Maazallah Avrupa kupasından elenirse Beşiktaş, -ki sizce elenecek çünkü hedef ilerisi değil- Ligde erken havlu atar ise o zaman hedef olarak ne göstereceksiniz.
İnter-Toto mu?
Haberiniz olsun İnter-Toto kupası kalktı.
Muhtemelen hedefiniz bu sefer Fortis Kupası olacaktır.

Sayın Sinan Engin,
Bizim yıldızlarımız var rakipler bize yetişmek için yıldız alıyor demişsiniz.
Sivok, Zapotocny, Tuna, İbrahim Üzülmez, Ali Tandoğan bunlar mı yıldız?
yoksa Rüştü, Nobre bunlar mı? Unutmayın bunlarda rakiplerden gelme...
Bizim yıldızlarımız var ve biz rakiplerimizin ilerisindeysek o zaman neden 10 senedir bir Şampiyonluk görüyoruz?

Sayın Sinan Engin,
....
Yeter artık gidin...
Küçük hedefler peşinde koşmayın...
Gitmiyorsanız olabildiğince beyanat vermeyin...Bizleri utandırmayın...

Altuğ AKTAŞ

28.08.2008

2 Marsilya taraftarı öldü. Yönetim tüm Dünya'ya ders verdi.


Marsilya, geçtiğimiz hafta Le Havre ile deplasman maçı yaptı.
Marsilya taraftarları bu maçı izlemek için otobüslerle deplasman yolculuğuna çıktılar.
Maç sabahı saat 07:00 sularında taraftarları taşıyan otobüsün bir köprünün korkuluklarına çarpması sonrasında ortalık savaş alanına döndü.
Kaza sonrasında 2 taraftar hayatını kaybetti, 15 taraftar da ağır yaralandı.

Bu gelişme sonrasında yönetim maçın iptali için resmi başvurusunu yaptı fakat kabul edilmedi. Marsilya Başkan'ı Pape Diouf, bu olay karşısında üzüntüsünü gizleyemedi. Zaman zaman hıçkırıklar eşliğinde ağladı. Yönetim acil olarak bir toplantı yaptı ve ölen taraftarların çoçuk ve eşlerine destek olmak için özellikle çoçukların ölene kadar bütün masraflarını karşılama kararı aldı.

Le Havre, maçının santra vuruşu da sembolik olarak bu ölen taraftarların aileleri tarafından yapıldı. İşte bu esnada bütün stat duygu yüklü anlar yaşandı. Maç öncesinde tribünler gerçekten çok keyifsizdi. Tribünlerin önüne çiçekler kondu ve maç boyu bu şekilde kaldı. Pankartlar, tşhırtler de cabası.
Maçın ikinci yarısında gelen gol sonrasında bütün futbolcular birbirine sarılıp tribüne koştular ve gökyüzünü göstererek futbolcu ve taraftarlar bütünleştiler.

Maç sonrası da benzer görüntüler vardı.

Belki de aile olmak buydu.
Başkanın'dan taraftarına bütün herkes bir çatı altında toplanmışlar.
Sık sık taraftar gruplarıyla atışan ve kavga eden, ölen taraftarlarının cenazelerine bile katılmayan yönetici/Başkanlara umarım örnek olur.

Aile olmak bu olsa gerek değil mi...

Tüm Marsilya camiasının başı sağolsun.
Kurdukları büyük ve yıkılmaz aile için gurur duysunlar...

Tüyleri diken diken eden ve gözleri yaşartan görüntüler için TIKLAYINIZ

27.08.2008

Lafım anlayana !!! (basına !)

Galatasaray çok iyi bir transfer yapmıştır. Baros, ile anlaşmış bulunmaktalar.
Baros, son 2 sezonunda her ne kadar başarısız olsa da kalitesi ve kariyeri ortadadır.
Daha 27 yaşında olan Baros, sönmüş olan yıldızını Türkiye'de parlatabilir.
Hem Türk futboluna hem Galatasaray'a mutlaka faydalı olacaktır.

Peki Bu resimleri ve yazıyı neden yayınlıyorum ki ben?

2008 yılının Ocak ayında Beşiktaş bir stoper transfer edecekti.
DRPIC.
Önce herkes çok iyi oyuncu olduğunu anlatan haberler yayınlarken bir anda bütün basın DRPIC'in bir maçta şortunu indirip rakip taraftarlara gösterdiği görüntüleri yayınladı. Gazeteler manşetten yayınladı. Bu haberler sonrasında Beşiktaş Drpic transferinden vazgeçti ve malumunuz Gordon'u transfer etmek zorunda kaldı.

Gelelim Baros'a. Yazı içerisinde bulunan resimler Baros'a ait. Erkekler ile verilmiş pozlar.

Hangi gazetede ne kadar ciddi yayınlandı bu haberler?

Peki resimler dışında video'su çıktı Baros'un.

VIDEO

Irkçılık ile alakalı bir video.

Video'da Baros'un açık açık Zenci rakibine bir eliğle burnunu tutup öbür elini de bir sağa bir sola sallıyor.

Bariz bir şekilde bu bir IRKÇI davranıştır.

Baros ise verdiği bir demeçte;
""Irkçı değilim

Fransa’da ırkçı suçlamalarına maruz kalan Baros ise bu iddiaları kendisine sormamız üzerine, "Lyon’da oynarken Rennes maçında rakibime yaptığım hareket yanlış anlaşıldı. Ben ırkçı değilim. Bu doğru değil. Fransızlar beni yanlış anladı. O gün çok markaj altında kalmıştım. Rakibime rahat nefes alayım anlamında bir işaret yapmak istedim. Yanlış yorumlandı" diye yanıt verdi.

Bir kere nefes almak için bir hareket yapacaksan bu burnunu kapatarak olmamalı çünkü burnunu kapattığında hiç nefes alamazsın.

IRKÇILIĞA sonuna kadar HAYIR.
Peki bu hareketi yapan Baros, Nonda ile yanyana nasıl oynayacak yada Nonda, Baros ile nasıl yanyana oynayacak?

Daha da önemlisi var;
DRPIC konusunda günlerce yazılı/görsel ve sesli basında haberler yapılıp konu hakkında yorumlar yapılırken bu konu hakkında neden aynı yoğunlukta haber yapılmamaktadır?

Basında eşitlik gerekmektedir.

Galatasaray'lı dostlar yanlış anlamasın, tekrar ediyorum;
Baros, kaliteli bir transferdir. Türk futboluna katkı sağlayacaktır.
Avrupa'da değerli bir oyuncudur ve yaşı itibariyle daha 6 sene top oynayabilir.
Yıldızı tekrar parlayabilirse aldığı fiyatın üstünde bir fiyata tekrar satabilirler.
Mutlaka Turkcell Süper Lig'e katkı sağlayacaktır.

Tekrar ediyorum benim lafım eşit hareket etmeyen basınımıza asla ve asla Baros yada Galatasaray'a değildir.

Altuğ AKTAŞ

27 Ağustos TV Programı


Resmi büyütmek için üstüne tıklayınız

26.08.2008

20.10.2007 TS-BJK maçında Beşiktaş Teknik heyeti talimatlara aykırı hareket etti.

Bugün bir çok gazete ve internet spor portallarında aynı haber vardı;
Beşiktaş, Trabzonspor ile geçen sezon deplasmanda oynadığı maçta talimatlara aykırı hareket etti. Olayı, Federasyon’un bilgisayarlı sistemi ortaya çıkarıldı. Hükmen yenilgiye yol açacak bu hata ise, Haluk Ulusoy ve yönetimi tarafından saklandı
Haberin tamamı için tıklayınız

Şimdi haberde diyor ki; Beşiktaş, Trabzonspor ile deplasman'da oynadığı maçta esama listesinde 22 yaşından küçük 1 oyuncu yazmadığı ve bunun sonunda hükmen yenilgi alması gerektiği belirtiliyor.

O maç Beşiktaş'ın kadrosunda;
Rüştü Reçber, İbrahim Toraman, Gökhan Zan, İbrahim Üzülmez, Ali Tandoğan, Edouard Cisse, Serdar Kurtuluş, Burak Yılmaz, Rodrigo Tello, Mert Nobre, Delgado. Yedeklerde ise Atilla, Koray, Diatta, Mehmet Yozgatlı, Ricardinho, Bobo ve Higuain bulunuyordu.

Bu kadro'da 01.01.1985 ve daha sonrası doğumlu olan 4 oyuncu bulunmakta,
SERDAR KURTULUS
23. Temmuz 1987 dogumlu, 2005-2006 sezon sonunda sozlesme ımzalamıs ve 2006-2007 ve 2007-2008 sezonlarında Besiktasın lisanslı oyuncusu
BURAK YILMAZ
15 Temmuz 1985 doğumlu, 14 Hazıran 2006 da transfer olmus besıktasa ve lısans almıs
ATILLA OZMEN
11 Mayıs 1988 doğumlu, 2006-2007 sezon sonunda 5 Temmuz 2007'de Besıktas ıle sozlesme ımzalamıs ve lısans almıs
BOBO
9 Ocak 1985 doğumlu, 3 Subat 2006 tarihinde Besiktas ile sozlesme ımzaladı.

Yönetmelikte en az 2 sezon'dur takımın oyuncusu olması gerektiğinide yazıyor.

Bu durumda gerçekten Beşiktaş teknik heyeti bir hata yapmıştır.
Bu maçta teknik kadro da kim vardı?
Ertuğrul sağlam ve Sinan Engin...

Ulusoy'un son rezaleti diye duyuruluyor haber ama ben biraz farklı bir bakış açısı kullanacağım,
ey sevgili Türk spor basını; abilerim/üstadlarım, sizlerin arşivinizde futbolcuların sözleşme ve yaş bilgileri yok mu? Ben bu kadroyu gördüğüm anda kimin bu kurala uyduğunu kimin uymadığını bir bakışta anlarım.
Hiç mi basın içinde bunları takip edebilecek kapasiteye sahip bir spor gazetesi/spor departmanı yada spor yazarı yok?

Federasyon bunu bir şekilde gizledi tamam kabulümüz ama herkesin gözü önünde oynanan bir maçın kadrosunun gazetelerde bile yayınlandığı ve bir çok taraftarın o maçın kadrosunu ezbere bildiği bir durumda bu olayı su üstüne anca 1 yıl sonra çıkartan basında en büyük skandal vardır.

Trabzonspor'a gelince, rakibinin kadrosuna sanırım hakim değiller. Demek ki kimle nasıl oynadıklarını takip etmiyorlar. Trabzonspor'un ileride aynı sorunlarla karşılaşmaması için kendi içerisinde bunuda sorgulaması gerekmektedir.

Peki Trabzonspor, Federasyon ve basını bırakıp Beşiktaş cephesine bakar isek aklıma 3 soru geliyor,

1-Beşiktaş teknik heyeti mevzuatlara hakim değil mi?
2-Beşiktaş teknik heyeti mevzuatlara hakim ama elindeki kadroda bu mevzuatlara hangi futbolcuların uyup uymadığını bilmiyor. Bu durumda da yeni bir soru geliyor, kadrosuna hakim değil mi?
3-Ben bu satırları yazarken saat 17:30.
TFF resmi internet sitesinde açıklama yaptı, Sivasspor başkanı açıklamalarda bulundu ama hala ve hala ne Beşiktaş yönetiminden ne Sinan Engin'den hiçbir açıklama yapılmamıştır. Bunun nedeni nedir?

Bu 3 soruya cevapları tek tek benim vermem gerekirse.
1-Bu olay olmadan önce göreve gelen Sayın Sinan Engin zaten önce başkanlığa aday olup daha sonra Genel Menajerli'ği kabul etmesi neye ne kadar hakim olduğunu göstermektedir.
2-Futbolculara ne kadar hakim olduklarını sıcağı sıcağına son 2 senede, Higuen, Diatta ve en tazesi Gordon transferleri ve bu oyuncular hakkında ki yorumlarda görebiliyoruz.
Özellikle Gordon için çok iyi bir stoper derken 1 ay sonra satılık listesine çıkarıp 2 ay sonrada çek git artık bu takımda yerin yok tarzı açıklamalar yapılmıştır.
3-BJK yönetiminin hala açıklama yapmamış olması çok ama çok büyük eksidir.

Federasyon bile açıklama yapmış ve

Bu başvuru üzerine yapılan inceleme sonucunda, söz konusu Beşiktaş'ın Turkcell Süper Lig Müsabakaları Statüsü'nün 9. maddesine aykırı olarak, müsabakanın oynanacağı tarihte, kulübe tescil edildiği tarih üzerinden en az iki yıl süre geçmiş ve 01.01.1985 veya daha sonra doğmuş bir TC vatandaşı profesyonel futbolcuyu müsabaka isim listesinde bulundurmadığı tespit edilmiştir.

ifadeleri kullanılmıştır. ( TFF nin açıklaması için tıklayınız. )

Sivasspor başkanı Sayın Mecnun Odyakmaz Lig Tv'ye açıklama yapmış ve
" Biz paf takımda erteleme maçında sonradan transfer ettiğimiz adamı oynattığımız için maçtan 1 gün sonra bilgisayar sistemi hatamızı farkettiğinden hemen hükmen mağlubiyet aldık, 4-5 takımın daha başına geldi aynı olay geçen sene PAF liginde. Sistemin bunu görmemesi diye birşey yok, hasıraltı edilmiş olay." ifadelerinde bulunmuştur.
Sivasspor'dan yapılan diğer açıklamalar için tıklayınız.

Hala www.bjk.com.tr de bir açıklama yok ve hala hiçbir spor portalında Beşiktaş yönetimi yada teknik heyetinden bir açıklama gelmemiştir.

Bu konu bu şekilde kapatılmamalıdır. Çok ciddi açıklamalar yapılmalıdır ve adımlar atılmalıdır.
Evet, bu olayı 1 yıl sonraya ortaya çıkarmak komediden başka bir şey değildir ama bu saate kadar açıklama yapmamak çok daha büyük komedidir.

Son sözüm yönetim'e;
bugün'e kadar olanlar bardağı doldurmuş ve taşırmıştır. Her geçen gün yaptığınız rezillikler yüzünden Beşiktaş taraftarları insan içine çıkamaz olmuştur.
Bir oturun ve düşünün...Sayın başkan2ın transferler ile ilgili yaptığı açıklamaları düşünün sonra Udinese'nin açıklamalarını...Gordon'da ki zararı düşünün...vs.vs.vs.

Açın Beşiktaş'ın önünü...
Bırakın artık bizleri...
YETER ARTIK İSTİFA EDİN...

Altuğ AKTAŞ

25.08.2008

Turkcell Süper Ligi mi, Turkcell Süper Lig mi?

Televizyon da, Gazete de ve Radyo da yazan/program yapan bazı büyüklerimiz/üstadlarımız/abilerimiz dediğimiz spor yazarı ve programcıları ligimize TURKCELL SÜPER LİGİ olarak hitapta bulunuyorlar.

Bu şekilde ligimizi anmaya özellikle bu hafta sonu yayıncı kuruluş olan LİG TV'nin spikerleride devam etti.
Hatta bütün hafta Digiturk kanallarında hafta sonu maçlarıyla ilgili dönen reklamlarda da TURKCELL SÜPER LİGİ olarak lanse edildi.

Bu aslında basit ama çok büyük bir hata.
Çünkü ligimizin adı TURKCELL SÜPER LİGİ değil TURKCELL SÜPER LİG'dir

Ağustos 2005'de Turkcell ile Türkiye Futbol Federasyonu arasında yapılan görüşmeler sonucunda;
Türkiye 1. Profesyonel Süper Ligi'nin sponsorluk anlaşması sağlanmıştır.
Bunun sonucunda ligin yeni adı TURKCELL SÜPER LİG olmuştur ve 2005-2006 sezonundan başlamak üzere 5 sezon boyunca bu sponsorluk devam edecektir.

Avrupa ve Dünya'da benzer örnekler vardır. Mesela Portekiz ligi; Liga Bwin.


TURKCELL SÜPER LİG'in logosunda da görüldüğü gibi lig, Turkcell'in ligi anlamına gelen Turkcell Süper Ligi değil TURKCELL SÜPER LİG'dir.

En kısa sürede bu hatayı ısrarla yapmaya devam eden büyüklerimize hatalarından dönmeleri için çağrıda bulunuyorum.

Özellikle Turkcell Süper Lig'in yayın haklarını elinde bulunduran Lig Tv spiker ve yorumcularının da bu hatayı yapmamaları gerektiğini hatırlatmak isterim.


2008-2009 sezonu başladı.

TURKCELL SÜPER LİG 2008-2009 sezonunun, öncelikle bütün sporcuların sakatlık yaşamadan, keyifli, eğlenceli, bol rekabetli, hayırlı ve bizler içinde bol kazançlı bir sezon olması dileğimle.
Yeni sezon hayırlı, uğurlu olsun...

Altuğ AKTAŞ

21.08.2008

Kartal'ın 2.5 milyon Euro'su kuş oldu...

Siz hiç 2.5 Milyon Euro'yu yan yana gördünüz mü?
Hedef küçültelim,
siz hiç 250 bin Euro'yu yan yana gördünüz mü?
Hala rakkam büyük mü geliyor.
Peki 25 bin Euro'yu yan yana gördünüz mü?

Bir çok Beşiktaş taraftarı 2.500 euro'yu bile yan yana görmemiştir.
Aslında Beşiktaş taraftarı değil, orta halli bir çok vatandaşımız görmemiştir.

Asıl konuya gelecek olursak,
2007-08 sezonu ara transfer döneminde Dino Drpic'i kadrosuna katacak olan Beşiktaş yönetimi, basında çıkan haberler sonrasında bu transferden vazgeçmişti. Bu haberlerde Drpic'in rakip taraftarlara arkasını dönüp şortunu gösterdiği görüntüler ile süsleniyordu. Halbu ki şuan profesyonel futbolcu olan ve Türkiye'de oynayan bir çok sporcunun eşi anadan doğma görüntüleri ile basında yayınlanıyor ama hiç bir baskı yada yaptırım uygulanmıyor.
Örnek verecek olursak eski Galatasaray'lı Jardel'in eşi, Fenerbahçe'nin yıldızı Guiza'nın eşi...
Daha fazla ayrıntıya girmeden konuya dönüyorum.

Drpic'den vazgeçen Beşiktaş yönetimi bu sefer Gordon Schildenfeld'i transfer ediyor.
Transfer, 2 milyon eur bonservis bedeli + yıllık 400 bin eur garanti para olmak üzere 1 yılı opsiyonlu 4.5 yıllık sözleşme + maç başına 5 bin eur.

Bu oyuncuyu kim transfer etti?
1 Şubat 2008 tarihinde çıkan haberlere göre Beşiktaş yönetimi Drpic'ten önce de Gordon ile ilgileniyor ama Dinamo Zagreb bu oyuncuyu vermek istemiyordu.
Drpic haberlerinden sonra yönetim Gordon'a dönmüş ve transfer etmiştir.
Şimdi dikkat,
Sinan Engin'in ısrarla bu oyuncuyu istemesi sonrasında Saffet Sancaklı'nın araya girmesi ile Dinamo Zagreb 2 milyon eur bonservis bedeline ikna ediliyor ve transfer gerçekleşiyor.

Gordon, yarım sezon için 150 bin euro'yu cebe indiriyor bunun dışında 7 maç ilk 11 çıkıyor 35 bin euro'da buradan alıyor.
2 milyon bonservis + 150 bin eur + 35 bin eur = 2.185.000 eur.

Tarih 2 Mayıs 2008
Sinan Engin'den açıklama geliyor,
Javno.com adlı internet sitesine açıklamalarda bulunan Engin, “Schildenfeld gerçek bir stoperde aranacak bütün niteliklere sahip. Takımızda yeralmasından memnuniyet duyuyoruz.”

Tarih 20 Ağustos 2008
Sinan Engin ile Gordon arasında ki dialog basına yansıyor,
“Seni istemiyoruz. Zaten yabancı kontenjanımız da dolu. Yeter artık, bizim geleceğimize engel olma. Seriç senin yüzünden oynayamıyor. Neden kendine takım bulmuyorsun? Burada sana yer yok, anla artık.”

3 ay içinde acaba ne değişiyor? Aslında Haziran ayında da Gordon'un kovulacağı açıklanmıştı. 3 değil 1 ay içinde ne değişiyor?

Bu tarihe kadar bir takım bulamayan Gordon'a 300 bin eur bu yıllık oynama bedeli verilip sözleşmesi fesh edileceği açıklanıyor.

2.185.000 eur + 300.000 eur = 2.485.000 eur

6 ay içinde sadece 7 kere ilk 11'de sahaya çıkan bir futbolcunun Beşiktaş'a maliyeti...

Peki sorarım bu transferi yapanlara ve Sinan Engin'e,
Gerçek bir stoperde aranacak özelliklere sahip olan bu futbolcu'yu neden kimse transfer etmek istemiyor?
Neden hala bu futbolcu satılamadı?
Acaba gerçekten bir stoperde olması gereken özelliklere sahip değil mi? (oynadığı maçlarda izlediğim kadarıyla bence değil.)

Sayın Del Besque, olayında olduğu gibi kulüp zarara sokulmuştur. Bunun açıklaması yapılmalıdır.
Sayın Del Besque ayrılırken yardımcılarımın parasını ödeyin (yaklaşık 1.5 milyon eur) benim alacağımı bir şekilde anlaşırız diyor fakat gelen cevap alacak falan yok deniyor.
Peki sonuç ne 7-8 milyon eur ödeme yapılıyor.

Çok acı değil mi?
Koskoca KARTAL'ın 2.5 milyon eurosu göz göre göre KUŞ oluyor.
yaklaşık olarak 4.500.000 ytl
32.145 kişi kapasiteli İnönü stadında kapalı tribün kombine fiyatından hesaplarsak yaklaşık 4150 kombine eder.
Sadece ve sadece 7.500 kombine satışı yapan Trabzonspor'un bile 15.000 kombineyi geçtiği bir günde tam 4.150 kombine bedelinde bir zarara sokulmuştur Beşiktaş kulübü.

Bu kadar kolay mı Beşiktaş'ın parasını harcamak?
Sinan Engin beyfendi ısrarla istediği oyuncuyu şimdi kovarken bunun hesabını kimse sormuyor mu?
Başkan bu kadar mı aciz?
Yönetim bu kadar mı aciz?

Bu giden para ve paralar benim param...
Her Beşiktaş'lının parası...

Yönetim, Başkan bunun hesabını sormuyorsa ben soruyorum
Bir Beşiktaş'lı olarak ben soruyorum

NEREDE BENİM PARAM...

4-5 ayda sadece Gordon yüzünden kaybolan 2.5 milyon eurom NEREDE?
Diğer uçan giden, hibe edilen yada cebe indirilen paralar var mı bilmiyoruz ben sadece ve sadece çok basit olarak soruyorum,
Bir stoperde olması gereken tüm özelliklere sahip olan (!) Gordon'u 4-5 ayda gönderme kararı alan ve kulübü 2.5 milyon euro zarara sokan yönetim hala neden o koltukta...

BENİM PARAM NEREDE...
Benim ülkemde asgeri ücret 503,26 ytl
yaklaşık olarak Asgeri ücret ile çalışan 8942 Beşiktaş'lının 1 er aylık maaşlarına bedel olan bu para nerede...

Bu ve benzer soruların cevabı verilemiyorsa
en kısa sürede istifa edilmelidir...

Beşiktaş'ın sadece 2.5 milyon euro su değil vizyonuda bu gidişle KUŞ olmuştur...

Altuğ AKTAŞ

20.08.2008

Tatil Molası...

Sevgili dostlar,
yaklaşık 10 gündür yorum ve yazı girişinde bulunamıyorum ama bunun nedeni kısa bir tatil yapmamdan kaynaklanıyordu.
Bugün itibariyle yorum ve yazılarımı yayınlayacağim.
Sevgi ile Kalın

12.08.2008

İbrahimler affedildi!!!

Hatırlarsak ilk kamp döneminde iki İbrahim kavga etmiş ve kamptan kovulmuştu.
İkiside birbirine göre haklıydı. Kovanlarda haklıydı.
Peki sonra verilen demeçler;
*Bu kararın geri dönüşü yok.
*İki oyuncuda satılık listesindedir.
*Üzülmez, Jübile istese bile yapılmayacaktır.
*Sinan Engin önünde kavga edilmiş hatta kendiside hırpalanmıştır.
*Rekor para cezası ile futbolcuların geri dönüş ihtimali bitmiştir.
*Başkan;'Kimse Beşiktaş'tan büyük değildir. İki futbolcuda satılıktır'.
*Özür dileseler bile geri dönüş olmayacaktır.
*Kesinlikle İbrahim defteri kapandı.

Sonuç:
İbrahimler Affedildi...
Aksi bekleniyor muydu? HAYIR...
Yönetim bir kez daha tükürdüğünü yalamıştır.
Soru sormaya devam;
-Kaptan, Delgado ve Nobre bu iki oyuncuya nasıl söz geçirecektir?
-Eğer doğruysa kavga ederken yerlerde sürünen Sinan Engin'in yüzüne İbrahimler nasıl bakacaktır?
-Kulüpte futbolcular birbirleriyle kavga eder yada kuralları çiğnerlerse yönetim neye dayanarak yada neyi örnek göstererek ceza verecektir?
-Hiçbir futbolcu Beşiktaş'tan büyük değildir derken kampın huzurunu kaçırıp kavga eden futbolcular o kadar ceza'dan sonra affedilince nasıl bir davranışta bulunacak?
-Ertuğrul hoca nasıl söz geçirecek?
-Hocanın koyduğu kurallara uymayan bir futbolcuyu kaptanı uyardığında bu futbolcu nasıl bir cevap verecek?
-Futbolcular bundan sonra kurallara ne kadar uyacaklar?
vs.vs.vs.

Küçük bir fıkra ile son verelim;

Ağa ile kahya atlı arabaya binmişler, şehre gidiyorlar.

Ağanın keyiflenesi tutmuş. Ağa kimle keyiflenir, tabii ki kahya ile...

Yolda gördüğü at pisliğini gösterip, seslenmiş kahyaya:
-Bak kahya, demiş, şu pisliği ye, sana şu kadar altın lira vereyim...
Kahya bir pisliğe bakmış bir altın liraları düşünmüş, yutkunmuş, yutkunmuş, para tatlı gelmiş.
-Olur ağa, demiş.
"N'olacak, bir hamlede yutarım." diye düşünmüş. Ve yemiş.
Ağa, altın liraları saymış kahyanın eline.
Sonra, içi içini yemeye başlamış.
-Ulan demiş, durup dururken altın liraları saydık kahyaya. N'olacak, adam yedi işte. Neyi eksildi? Biz de çok mühim bir şey zannettik pislik yemeyi...
Sonra dönmüş kahyaya:
-Ula kahya, demiş, hadi bir pazarlık daha yapalım. Ben yiyeyim şu yolun kenarındaki pisliği, sen o parayı geri bana ver.
Kahya, bakmış, düşünmüş, ağanın pislik yemesi ona keyif vermiyor ama, ağayı kırmak olmaz, nasıl olsa ağa çıkarır bunun acısını kendisinden, iyisi mi ağanın suyuna gitmeli...
-Olur ağa, demiş. Ye vereyim parayı...
Ağa da yutkuna yutkuna yemiş yoldaki pisliği...
Sonra n'olmuş?
Ağa şöyle demiş:
-Bu para benim paramdı, sana gitti geldi, yine benim param oldu. Peki ama biz niye yedik o pisliği?


Bu futbolcular hakkında cezayı verdikten sonra ileri geri konuşan yöneticiler, teknik heyet ve başkan bu affedilme kararını aldıktan sonra neden biz bu şekilde konuştuk acaba diye düşündülermi???

Not:
İbrahimler affedilmelimiydi?
Bence aile içinde olan içeride kalmalıydı. Önüne gelen konuşmamalıydı. Affedilecekse o şekilde affedilmeliydi ama öncelikle konuşulmamalıydı. Ceza verilirken bile reklamı yapılmamalıydı.

Saygılarımla...
Altuğ Aktaş

11.08.2008

Beşiktaş'ta neler oluyor -3- Beşiktaş'ın Gerçekleri

Vatan Gazetesi yazarı Sanem Altan'a konuşan Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören; "Futbolculara Pahalı Diyenin Alnını Karışlarım" derken şöyle devam etti:

"Bonservisleri adam başı 4.5 milyon Euro. Ben gittim, pazarlığını kendim yaptım ve aldım. Yaptığım pazarlık hakkında konuşanın 'futbolcular pahalı' diyenin, onu diyenin, bunu diyenin alnını karışlarım. Bir daha söylüyorum alnını karışlarım. Herkes haddini bilsin."



Demirören demiş ki; futbolcu başına 4.5 milyon euro'ya bizzat ben pazarlık ettim.
İtalya basınının açıklaması iki oyuncu toplam 3 milyon euro...

Biter mi?
Del Bosque içinde borcumuz yok üstüne alacağımız var denmişti.
Sonuç 8 milyon euro ödeme yapıldı.
Üstelik ödeme'den sonra yapılan açıklama çok daha komikti,
UEFA'dan alacağımıza istinaden ödeme yapıldı biz üstüne para bile aldık UEFA'dan denildi.
Halbu ki ilkokul 3 hatta 2'ye giden bile toplama çıkarma yapmayı bilir. Kaç para alması lazım iken kaç para aldığını birbirinden çıkartarak hesaplayabilir.
İnönü stadı yıkılacak dendi. Sonuç; Demirören 10 Ağustos'da açıkladı 'bu sezon İnönüdeyiz'.

Kesinlikle İbrahimler affedilmeyecek dendi.
Sonuç; 11 Ağustos sabahı ajanslara İbrahimlerin affedildiği haberi düştü.

daha hepimizin bilmesi gereken çok Beşiktaş gerçeği (!) var.

uyanın sevgili Beşiktaş'lılar uyanın...
gerçekleri görün.
Yönetim hatta başkan transfer için düğmeye basıyor ve pazarlık yapıyor.
4.5 milyon Euro'ya transfer yapıyor. Adam başı ortalama 3 milyon Euro pahalıya.
Bu ne güzel pazarlık...
İnsanın cebinde para çok olunca pazarlık yapmayıda bilmiyor tabi ...
yoksa kime/kimin cebine verilecek olan paranın pazarlığımı yapıldı (!).
Düşünsenize
2 oyuncu 3 milyon Euro. Başkan toplam 9 milyon Euro'ya bizzat kendi anlaştı. Birde başkan anlaşmasa ne olacaktı? aradaki pazarlıklı 6 milyon euro nereye gitti?

Beşiktaş'ın Demirören'e şahsi borcu ne kadar dı?
Acaba bu tarz pazarlıklar sayesinde mi?

Yeni transferler ve Sinan Engin'in oğlunun aynı şirkete bağlı olması,
Seriç'in 200 bin euro imzalama bedeli aldıktan sonra sözleşmesinin fesh edilmesi, Gordon gittikten sonra yeniden sözleşme yapılacak olması zaten mide bulandırıyordu. Birde bu rakkamlar ortaya çıkınca açıkçası midemizin bulanmaması mümkün değil.

Bu arada Gordon gerçeği var.
Sözleşmesi fesh edilemediği için türkiye'den bir takıma BEDELSİZ kiraya verilecekmiş. Bitti mi? Biter mi? Kiralayacak olan kulübe 100-150 bin euro arası BONUS (!) ödemesi yapılacağı açıklandı.
Gordon nasıl gelmişti? 2 Milyon euro bonservis bedeliyle Dinamo Zagreb takımından alınmıştı. Kaç maç oynadı? Yada oynadığı maçlarda sadece tribün gelirleri 2 Milyon euro oldu mu acaba?

işte Beşiktaş'ın gerçekleri bunlar sevgili dostlar...
uyanında sezon başlayınca şakşaklamaya devam edelim...

Altuğ Aktaş



8.08.2008

2008-2009 Beşiktaş Formaları













Beşiktaş Futbol Takımı 2008-2009 sezonunda bu formalar ile mücadele edecek.
Düz beyaz ve Klasik Çubuklu formalar zaten bildiğimiz ve her yıl sabit mutlaka çıkan formalar.
Muhtemelen Düz beyaz deplasman ve Klasik Çubuklu iç saha forması olacaktır.
Gelelim diğer çeşitlere.
İlk bakışta Gri-Siyah yatay çizgili forma göze hoş geliyor. Siyah-Beyaz yatay çizgilide güzel ama yaklaşık 10 gün önce Fenerbahçe'nin aynı formalardan çıkarmış olması çok büyük handikaptır.
Basit anlamda taklitçiliktir.
Kaleci formasına gelince.
Tüm Dünya'da kabul edilen bir anlayış vardır.
Kaleciler, fosforlu, parlak, canlı renklerde forma giymelidir ki forvet oyuncusu şut esnasında çerçeve yerine o renkler sayesinde kaleciyi nişanlasın ama bu durumda GRİ kaleci formasının çok büyük hata olduğu kabul edilmelidir.
Bu iki handikapı düşünmez isek formalar güzel ve hayırlı olsun.

Fransa Ligue1 Başlıyor

Fransa Ligue 1, 9 Ağustos itibariyle başlıyor.
10 maç, 10 yorum, 9 tahmin ve 3 kupon...
Fransa Ligue1 1. hafta maçları için tıklayınız.

UEFA Kupası maçlarında hakemlerimize görev

14 ve 28 Ağustos tarihlerinde oynanacak UEFA Kupası karşılaşmalarına FIFA kokartlı hakemler Cüneyt ÇAKIR, Selçuk DERELİ ve Fırat AYDINUS atandı. Hakemlerimizin yöneteceği karşılaşmalar, yardımcı hakemleri ve dördüncü hakemler şöyle;

14 Ağustos 2008
RC Deportivo La Coruna (ESP) - HNK Hajduk Split (CRO)
Cüneyt ÇAKIR
Alper ULUSOY
Aleks TAŞÇIOĞLU
İlker COŞKUN


14 Ağustos 2008
FC Slovan Liberec (CZE) - MSK Zilina ( SVK)
Selçuk DERELİ
Cem SATMAN
Erdinç SEZERTAM
Özgüç TÜRKALP


28 Ağustos 2008
SSC Napoli ITA) - Vllaznia (ALB)
Fırat AYDINUS
Serkan OK
Cemal BİNGÜL
Koray GENÇERLER

5.08.2008

Siyah ile Beyaz gibi

İki başkan düşünün.
Birisi kulüp başkanlığını bırakalı uzun yıllar oldu ancak halen efsane olarak anılıyor ve kulübe adının veren semte heykelinin dikilmesi konuşuluyor, diğerinin ise her olayda istifası isteniyor.
Biri Beşiktaş Kulübü'nün eski başkanı diğeri ise halihazırda kulüp başkanı. Biri kulübü 16 yıl yönetti, diğeri henüz 4. yılında. 16 yıl Beşiktaş kulübüne hizmet eden başkanın Eylül ayında kulübe adını veren semte heykeli dikilecek, diğerinin ise muhalefet ve taraftar tarafından istifası isteniyor.Süleyman Seba, Beşiktaş Kulübü'nün yanı sıra Türk futbolunda da unutulmaz izler bırakmış çok saygın bir isim.
Süleyman Seba, tam 16 yıl Beşiktaş Kulübü'nde başkanlık yaptı. Seba, 16 yıla 21 kupa sığdırırken, elde ettiği sportif başarıların yanı sıra, ezeli rakipleri gerek Fenerbahçe gerekse de Galatasaray kulüpleriyle yaşadığı iyi ilişkiler nedeniyle hep saygı duyulan bir isim oldu. Hatta Süleyman Seba'nın bir futbolcu transferi söz konusu olduğunda Galatasaray ve Fenerbahçe başkanlarını arayıp futbolcuyla ilgilenip ilgilenmediklerini sorduğu bile biliniyor.
Seba döneminde Beşiktaş gerek yöneticileri, gerek teknik ekibi ve gerekse futbolcularıyla hep örnek gösterilen bir takım olmuştur. Beşiktaşlı futbolcuların saha içi ve saha dışındaki tutum ve davranışları hep Süleyman Seba tarafından dikkatle takip edilir, futbolcuların saha içinde münakaşaya girmemeleri üzerinde önemle durulurdu. Süleyman Seba, 16 yılda aldığı 21 kupanın yanı sıra Beşiktaş'ın birçok kez haksızlığa uğradığı dönemlerde bilekimeyi incitecek sözler söylemeyerek tüm futbolseverlerin saygısını kazanmayı başarmıştı.
Seba, haksız bir şekilde kaçan şampiyonluğu, "kader ve şerefli ikincilik" diye tanımlıyordu.Ve Demirören zamanı...
Son olarak iki takım kaptanının kampta tekme tokat birbirlerine girmelerinden tutun da Beşiktaş'ın 'kör' futbolcu transfer ettiği iddialarına, geçtiğimiz sezon takımı ligden çekme planlarına kadar birçok olumsuz haber, olumsuz imaj. Sadece bu 3 örnek bile Seba dönemiyle kıyaslandığında çok büyük farklar ortaya koyuyor. Demirören'in başkanlık yaptığı 4 yıl boyunca kazanılan 2 Türkiye Kupası ve Almanya'da elde edilen bir Süper Kupa. Cabası Süleyman Seba'nın 2000 yılında 6 milyon dolarla bıraktığı kulübün borcunun Demirören zamanında 100 milyon dolara ulaşması... Efsane başkan Süleyman Seba ile mevcut başkan Yıldırım Demirören arasındaki farkların özeti sadece bu kadarla da sınırlı değil. İşte 2 başkan arasındaki farklar:

SÜLEYMAN SEBA: 1984-2000 yılları arasında Siyah-beyazlı kulübe kesintisiz başkanlık yapan Seba, kırılması zor bir rekora imza attı. 16 yıl süren başkanlık süresi boyunca Siyah-beyazlı ekibin kazandığı başarılar şöyle: 5 Lig Şampiyonluğu, 4 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası, 6 TSYD Kupası.Ancak Süleyman Seba'yı efsane başkan yapan özellikler, sadece onun döneminde elde edilen başarılar değil. Süleyman Seba döneminde Siyah-beyazlı ekipte her zaman bir istikrar söz konusuydu.Süleyman Seba döneminde Siyah-beyazlılar ayrıca, maddi açıdan rahat ve tesis zengini bir kulüp haline gelmişti. Efsane başkan, 1999-2000 sezonunda futbol takımının gösterdiği kötü performans sonucu tribün ve muhalefetin tepkisini çekmesi üzerine 2000 yılı Mart ayındaki kongrede aday olmamış ve yerine Serdar Bilgili seçilmişti.

YILDIRIM DEMİRÖREN: 2004 yılında Serdar Bilgili'den başkanlık görevini devralan Yıldırım Demirören, 4 yıldır Siyah-beyazlı kulübün başkanlığını yapıyor ve bu süre zarfında inanılmaz eleştiriler aldı.Yıldırım Demirören'in bu kadar çok eleştirilmesine neden olan gelişmeler şöyle:- Siyah-beyazlı ekipte başkanlık görevine geldikten sonra teknik direktör Mircea Lucescu'yu takımdan gönderen Yıldırım Demirören, söz konusu 4 yılda 4 teknik adamla çalıştı. (Vicente Del Bosque, Rıza Çalımbay, Jean Tigana ve Ertuğrul Sağlam) Ayrıca bu 4 yıl içinde 51 futbolcu transfer edildi. Ertuğrul Sağlam teknik direktörlük görevine devam ederken, transfer edilen 51 futbolcudan 30'u geri gönderildi.- Büyük umutlarla göreve getirdiği, ancak başarısız sonuçlar alan İspanyol teknik adam Vicente Del Bosque'yi takımdan gönderme kararı aldı. Ama bunun Beşiktaş'a faturası ağır oldu. Siyah-beyazlı ekip, avukat masraflarıyla birlikte İspanyol teknik adama, yaklaşan 10 milyon euro tazminat ödedi.- 2004-2007 yılları arasında ilk başkanlık dönemini geçiren ve 2007 yılındaki genel kurulda ikinci kez göreve seçilen Yıldırım Demirören, 2010 yılına kadar görevine devam edeceğini açıklamıştı. Demirören'in 4. yılını yaşadığı başkanlık görevinde beraber çalıştığı yönetici sayısı şu ana kadar 32.- Siyah-beyazlı kulübün sadece Başkan Yıldırım Demirören'e 40 milyon YTL yakın bir borcunun olduğu biliniyor.- UEFA yayın sözleşmesi iki kez uzatıldı ve buradan elde edilecek gelirden 3 milyon doları bulan avans kullanıldı.- Beşiktaş Kulübü'nde yüzde 2.5'u 3 milyon dolardan 3 kez toplamda yüzde 7.5'luk 9 milyon dolarlık halka arza gidildi.- Siyah-beyazlılar yüksek bedellerle futbolcu transfer etmesine ve bu kadar borçlanmaya rağmen istediği başarıları bir türlü elde edemedi. Beşiktaş, Yıldırım Demirören'in başkanlığı döneminde hiç şampiyonluk sevinci yaşayamadı.- Siyah-beyazlılar, Demirören döneminde iki kez Türkiye Kupası'nı kazandı ve bir kez de Süper Kupa'yı elde etti.

Kaynak : sporx.com

4.08.2008

Sinan Engin, Seriç konusunu açıkladı.

Sinan Engin, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
''Seriç'in sözleşmesini feshettik. Ancak bunun sebebi henüz Gordon'u kontenjandan boşaltamamamız. Seriç'in takımımızla ilişkisi kesilmedi ve takımla devam ediyor. Bizim oyuncumuzdur. Dolayısıyla Gordon'u gönderdiğimiz an tekrar sözleşmesini yapacağız.''
Bu arada Beşiktaş Kulübü'nün internet sitesinde yapılan açıklamada da, ''SPK'ya bildirdiğimiz üzere profesyonel futbolcumuz Antony Seriç ile kulübümüz arasındaki sözleşme devam etmekte olup, yabancı oyuncu kontenjanı nedeniyle federasyon nezdindeki profesyonel futbolcu sözleşmesi şu an için iptal edilmiştir. Seriç, takımımızla birlikte çalışmalarına eksiksiz olarak devam etmektedir'' denildi.


Sayın Sinan Engin, sorarım size;

Siz bu futbolcuyu transfer ederken Gordon kadronuzdamıydı?

Siz Gordon'a takım ararken hiç bir alıcı bulamadınız ve bu arada Seriç'i transfer ettiniz. Peki hiç bir takımın almak istemediği ve Gordon'un gitmek istemediği bir ortamda neden yeni bir hatta bir kaç oyuncu transfer ettiniz?

Hadi Gordon neden transfer edildi diye sormuyorum, üzerinden sular geçti çünkü.

Delgado, Cisse, Tello, Bobo, Holosko, Gordon, Higuen olmak üzere 7 yabancısı bulunan Beşiktaş kadrosuna ek olarak Tomas Zapotocny, Anthony Seric, Tomas Sivok alınarak 10 yabancı oldu.

Higuen gönderildi 9 yabancı kaldı.

Federasyonun sınırı ne; 8 oyuncu.

Şimdi bu transferleri yaparken bu sayıdan haberiniz yokmuydu?

Gordon ve Higuen'i göndermeden neden 3 tane yabancı alındı?

Hadi biri gönderildi. Peki ya Gordon?


Özürünüz kabahatinizden beter sayın Sinan Engin.

Sizler bu oyuncuyu transfer etmek için Başkan'ın da katılımıyla Yunanistanlara gittiniz ve transferleri gerçekleştirdiniz.

Peki şimdi ne oldu? Gordon'u gönderemediğimiz için Seriç'in sözleşmeyi fesh ettik. Gordon'u gönderince yeniden sözleşme imzalayacağız.

Ya Gordon gitmezse?

Gordon gidebilecek kapasitedeyse neden daha önce gitmedi?

Seriç daha imza atarken 200 bin Eur koydu cebine tabii ki keyfinize bakın ben beklerim diyecek. 1 yıllık garanti 750 bin Eur'luk anlaşmasıda var cebinde.

Madem 1 oyuncunun sözleşmesi fesh edilmesi gerekiyordu neden bu Gordon olmadı?


Peki

bunlara cevap verdiğinizi ve tatmin olduğumu düşünelim.

Son bir soru soracağım.

Geçtiğimiz sezon bile kadroda doğru dürüst yer bulamayan ve görme sorunu yaşayan Gordon'u takımdan göndermek istiyorsunuz, bu takımda yeri olmadığını düşünüyorsunuz.

Allah aşkına...Seriç'in sözleşmesini Gordon'a yer açılması için fesh ettiniz ve Gordon'u satınca Seriç ile yeniden sözleşme imzalayacağız diyorsunuz.

Futbolculuk kapasitesi Beşiktaş'ın oyun kurgusu ve kalitesine uymadığını düşündüğünüz Gordon'u bundan böyle kendisine alıcı bulabilmesi için ilk11 de mi oynatacaksınız?

Hatta UEFA Kupası maçlarında mı oynatacaksınız?

Bu sorunun cevabı HAYIR ise o zaman neden takıma katkı sağlayacağına inandığınız (buna inanmasanız Gordon gittikdn sonra tekrar sözleşme imzalayacağız demezsiniz) Seriç'i takımdan ve bu maçlardan uzak tutuyorsunuz?

Seriç mi, Gordon mu? Yoksa bir başkaları/başkası mı bu operasyondan kazançlı çıkacak?

Beşiktaş'ın kazançlı çıkmayacağı garanti.

Gordon'a müşteri bulmak için takım ile maçlara çıkacak Gordon.

UEFA Kupası maçlarında da oynarsa o zaman demek ki hedef UEFA Kupasında mücadele etmeyen bir takıma Gordon'u satmak olacak.

O zaman tabi ki beklenen fiyatlarda satılmaz bu oyuncu ve kulüp zarar eder.

Madem UEFA kupasında bile oynamayan bir takıma satılması hedefleniyor o zaman bu kadar kalitesiz olduğu düşünülen bir oyuncu Beşiktaş'a nasıl/kim ve kimler tarafından transfer edildi?


Son olarak şunu söylemek gerekirse,

Seric, 200 bin Eur'yu cebe indirdi ve maç yapmadan evinde oturacak.

Gordon, ben hiçbir yere gitmeyeceğim istiyorlarsa kovsunlar diyerek sözleşmesine ne kadar güvendiğini tekrar gösterdi zaten kulüpte onu satamadı.

Ertuğrul Sağlam, fazla diyecek bir şey yok. Oyuncusu bile satılırken son anda haberi olabilecek kadar hakim bu takıma. Şimdi de kadroda oynamasını istemediği oyuncunun satışı gerçekleşebilmesi için kadrosunda tutacak.

Sinan Engin, Galatasaray Sportif AŞ Genel Müdürü'nü kıskanıp bu sezon itibariyle bende artık her maç Sayın GSAŞ. Genel Müdürü gibi tribünden maç izleyeceğim diye kıskanıp abuk subuk şeylerle ilgilenerek daha kaptanlarına sahip çıkamadı ve şimdide yaptığı/yaptırdığı abuk transfer politikası nedeniyle bir anda Beşiktaş'ın 500bin ytl sinin belki çok daha fazlasının bir müddet çöpe atılmasına neden olacak.

ve Yıldırım Demirören, ne diyebiliriz ki? Sayın başkan'a saygımız sonsuz.

50 milyon ytl'den fazla kulüpten alacağı var. Yönetimde olduğu sürece gelen ve giden futbolcuların sayısı artık tutulamıyor. Bu borcun nasıl böyle büyüdüğü ve nerelere nasıl harcandığı Seric operasyonunda anlaşılmıştır.


"Seric bize jest yaptı" diyorsunuz Sayın Sinan Engin.
Sözleşmeyi bir göz gezdirdiniz mi hiç?
İmza attığı için 200 bin Eur imzalama bedeli + yıllık 750 bin Eur GARANTİ PARA.
Bana bunun 1/10'unu verin ben size istediğiniz jesti yaparım Sayın Sinan Engin. Ya da size bu parayı verseler siz Jest yapmazmısınız?


Transfer dönemi daha bitmedi.

Daha nice yabancı transferler yapılması ve kadroda yer açılana kadar sözleşmeleri fesh edilmesi dileğimle.
Altuğ Aktaş

Beşiktaş'ta neler oluyor -2-

Beşiktaş, bu sezon neredeyse defansını tamamen değiştirdi.
İbrahim'leri gönderirken, Tuna, Sivok, Seriç, vs. alındı, Gökhan Zan kaldı.
Tuna aslında gelecek vaadeden bir futbolcuydu ve gençti ama yabancı oyuncuların çokluğundan dolayı hazırlık maçlarında fazla şans bulamadı.
UEFA Kupası için bir takım listesi yollanılması gerekiyordu ve Gordon'un sözleşmesini fesh edemedikleri için yeni transferlerden birini kadroya yazmamaları gerekiyordu. Buda Seriç oldu. Listede Seriç'in ismi yazılmadı.
Aynı gün Sivok Çek basın organlarına yaptığı bir açıklamada, Türkiye'de oynayan bazı Çek oyuncuların daha önceden paralarını alamadığını ve kendi sözleşmesinde eğer parasını alamazsa serbest kalacağına dair madde olduğunu gerekirsede UEFA'ya başvurabileceğini açıkladı.
Bu çok ilginç bir açıklamaydı.
Çünkü yeni gelen bir futbolcu bu tarz bir açıklama yapıyorsa demek ki Menajer hiçbir şey yapmıyor. Futbolcusuna hiçbir güven vermiyor.
Buda yetmiyormuş gibi Seriç'in sözleşmesi fesh edildi.

Şimdi, İbrahim'ler kadro dışı, Sivok param gecikirse serbest kalırım diyor, Gordon gönderilemiyor ve Seriç gönderiliyor.

Bu kesinlikle yönetimsel bir zaaflıktır.
Kesinlikle iş bilmezliktir.
Bu futbolcuyu 2 ayda beyenemeyip takımdan göndereceksen ve gerçekten bu kadar kötü bir oyuncuysa o zaman sen bu oyuncuyu nasıl izledinde transfer ettin?

Bu soruların cevabını yönetim, menajer, teknik heyet kimse sorumlu bunların cevabını açıklamak zorundadır.

1700 kombine satıldı diye İnönü'e oynayacağız rahat olun gibi yalan beyanlarda bulunmak bunun üzerine transfer saçmalıkları yönetimi bitirmiştir.

Açıkçası Seriç gibi yeni transferi 2 ay gibi kısa sürede takıma katkı sağlayamayacağını düşünüp göndermek ne anlama gelmektedir?

Seriç, bu takım'a nasıl geldi;
1- İmza bedeli olarak tamı tamına 200 BİN EURO'ya imza attı ve bu parasını peşin aldı.
2- Yıllık garanti para olmak üzere 750 BİN EURO'ya imza attı.

şimdi bu oyuncu İstanbul'a geldi, kaldı, kampa gitti, geri geldi, 2. kampa gitti ve şimdi oradanda bir yerlere gidecek. Bu futbolcu için yapılan bu masrafları saymıyorum.
Ama bu adam bu saydıklarımı yapmak için tamı tamına 2 ayda 200 BİN EURO kazandı ve öğrendiğim kadarıyla 750 BİN EURO'nun da bir kısmını alacakmış

Yarısını aldığını düşünsek yaklaşık 500 BİN EURO sadece ve sadece 2 ay takımda kaldığı için almış olacak.
Yani; yaklaşık 1.000.000 YTL...

Peki şu soruyu sorarım;
BU PARANIN NE KADARINI SERİÇ, NE KADARINI BAŞKALARI ALACAK/ALDI?

Altuğ Aktaş

2008 Pekin Olimpiyatları Futbol Kadroları

GRUP A
ARJANTİN


AVUSTRALYA


FİL DİŞİ SAHİLLERİ


SIRBİSTAN

GRUP B

JAPONYA
HOLLANDA
NİJERYA
USA
GRUP C
BELÇİKA
ÇİN
BREZİLYA
YENİ ZELLANDA
GRUP D
SOUTH KOREA
ITALYA
HONDURAS
KAMERUN

1.08.2008

08/09 Ülke Puanları

# country 04/05 05/06 06/07 07/08 08/09 rank09 nt09
1 England 15.571 14.428 16.625 17.875 0.888 65.387 9/ 9
2 Spain 12.437 15.642 19.000 13.875 0.750 61.704 8/ 8
3 Italy 14.000 15.357 11.928 10.250 0.750 52.285 8/ 8
4 Germany 10.571 10.437 9.500 13.500 0.937 44.945 8/ 8
5 France 11.428 10.812 10.000 6.928 0.857 40.025 7/ 7
6 Russia 10.000 10.000 6.625 11.250 0.750 38.625 4/ 4
7 Romania 5.500 16.833 11.333 2.600 0.428 36.694 7/ 7
8 Netherlands 12.000 7.583 8.214 5.000 0.500 33.297 6/ 6
9 Portugal 8.166 5.500 8.083 7.928 0.857 30.534 7/ 7
10 Scotland 4.750 4.250 6.750 10.250 0.875 26.875 4/ 4
11 Ukraine 8.100 5.750 6.500 4.875 0.250 25.475 4/ 4
12 Turkey 5.375 4.000 6.100 9.750 0.250 25.475 4/ 4
13 Switzerland 2.625 9.375 4.100 6.250 0.500 22.850 5/ 5
14 Greece 6.166 3.333 4.666 7.500 0.250 21.915 4/ 4
15 Belgium 6.125 5.500 4.700 4.500 0.000 20.825 4/ 4
16 Bulgaria 2.375 8.750 5.125 2.750 0.500 19.500 4/ 4
17 Czech Republic 2.875 4.625 5.750 5.125 0.250 18.625 4/ 4
18 Denmark 1.500 3.500 6.125 5.125 1.800 18.050 5/ 5
19 Norway 3.500 5.400 2.000 5.400 0.400 16.700 5/ 5
20 Austria 7.625 3.250 1.500 3.200 0.750 16.325 4/ 4

Bu liste 2010/11 sezonunu etkileyecek sezon sonunda oluşacak tablo ile. Her sene en gerideki yıl silinir aktif yıl eklenir tabloya, böylece hep son 5 yıllık performanslar geçerli olur.

Fenerbahçe'nin ön elemede MTK'yı yenmesi sonucu gelen 1 puanımız var, bunu katılan takım sayımıza bölünce ortaya çıkan 0.250 şimdilik yıllık puanımız. Geçen sene 9.750 ile kendi rekorumuzu kırdık. Galatasaray'ın UEFA'yı aldığı sezon 7.750 puana ulaşmıştık. Geçen sene 3 takım da katkı yapınca güzel bir puana ulaştık. Bu sene 10un üzerine çıkarız umarım.


http://papazmetin.blogspot.com/ 'dan alıntıdır.
Sevgili dostum Papaz'a Teşekkürler.

Beşiktaş'ın rakibi Siroki Brijeg



Siroki Brijeg, geçen sezon ligi 1 puan fark ile 2. sırada bitirdi. Evinde başarılı olan bir takım.
Çok geniş bir kadroya sahip değiller.
Kadrolarında çok az Bosnak oyuncu var. Genelde Brezilya ve hırvatistan'lı oyuncular bulunmakta.
10.000 kapasiteli Pecara Stadında oynuyorlar maçlarını.
Düz lacivert yada düz sarı renkli formalar ile mücade ediyorlar.
4 defa Bosna 1. Ligi Şampiyonluğu, 3 defa Bosna Premier Ligi Şampiyonluğu ve 1 adet Bosna Kupası şampiyonlukları bulunmakta.

İlk maçı 14 Ağustos'ta Bosna'da, rövanş maçı ise 28 Ağustos'taİstanbul'da oynanacak.

Galatasaray'ın rakibi S.Bükreş



Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda eşleştiği Steaua Bükreş takımı Romanya'nın en önde gelen takımlarından biri ve Bükreş temsilcisi.
Şampiyonlar Ligi'ni 1986 yılında müzesine götürmüştü.
Mavi Kırmızılı ekip maçlarını 28.000 kişilik Ghencea Stadı'nda oynuyor.
Takımı şuan Marius Lacatus çalıştırıyor.
Steaua'nın müzesinde şuana kadar 23 Lig Şampiyonluğu, 20 Romanya Kupası, 5 Romanya Süper Kupası, 1 Şampiyonlar Ligi (Şampiyon Kulüpler) Kupası, 1 UEFA Süper Kupası bulunuyor.
Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde 3. ön eleme turunda ilk maçlar 12-13 Ağustos'ta, rövanşları 26-27 Ağustos'ta yapılacak ve turu geçecek takımlar gruplara katılmaya hak kazanacak
İlk maç Ali Sami Yen'de oynanacak.
Romanya liginde oynadıkları ilk maçı kaybettiler.
28 kişilik takımları var.
Kadrolarında 8 yabancı oyuncu bulunuyor bunların 5'i forvet hattında.
Özellikle 29 yaşındaki Arjantinli Fernandez dikkat edilmesi gereken bir oyuncu.

Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupasına 2009/10 sezonundan itibaren yeni statü.

UEFA, Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası’nın statülerinde 2009’dan itibaren değişikliğe gidecek.
Şampiyonlar Ligi’nin genel yapısında temel bir değişiklik yok ve eleme turlarının ardından gruplarda 32 takım 4’erli 8 grupta mücadele edecek. Ancak gruplara doğrudan katılan takım sayısı 16 yerine 22’ye çıkartılacak. Böylece UEFA sıralamasında 10 ve 12. basamaklar arasında yer alan ülkelerin şampiyonları, Şampiyonlar Ligi’nde gruplara doğrudan yani ön eleme oynamadan katılma hakkına sahip olacak.

UEFA Kupası’nda ise 1. tur ön elemeye dönüştürüldükten sonra 48 takım 4’erli 12 gruba bölünecek. Gruplarda ilk ikiye giren takımlar Şampiyonlar Ligi’nden gelen 8 takımla yollarına devam edecek. Statüdeki bu değişimin Türkiye’ye de önemli yansımaları olacak. Öncelikle UEFA klasmanında 11. sırada bulunan Türkiye’nin Avrupa kupalarına katılan takım sayısı 4’ten 5’e yükselecek.

Süper Lig şampiyonu, 2009-2010 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde gruplara ön eleme oynamadan doğrudan katılacak. Süper Lig ikincisi ise ikinci ön elemeden itibaren Şampiyonlar Ligi’nde yer alacak. UEFA Kupası’nda ise kupa şampiyonu 4. ön elemeden itibaren mücadele etmeye başlarken, lig üçüncüsü 3., lig dördüncüsü ise 2. ön elemeden itibaren Avrupa’da ter dökecek.

Bu yüzden bu sezon Süper Lig’i şampiyon olarak tamamlayan takım gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’nde gruplara doğrudan katılacağı için 2008-2009 sezonu her zamankinden daha çetin bir mücadeleye sahne olacak.

3 Büyüklerin Avrupa'da ki Muhtemel rakipleri...

Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Galatasaray ve Fenerbahçe; UEFA Kupası 2. ön eleme turunda ise Beşiktaş'ın muhtemel rakipleri:

FENERBAHÇE
A.Madrid İspanya
Sparta Prag Çek Cum.
D.Kiev Ukrayna
L.Sofya Bulgaristan
Slavia Prag Çek Cum.
Partizan Sırbistan
Guimaraes Portekiz
D.Zagreb Hırvatistan
W.Krakow Polonya
S.Liege Belçika
Twente Hollanda
Bratislava Slovakya
Aalborg Danimarka
Brann Norveç
R.Wien Avusturya

GALATASARAY
Liverpool İngiltere
Barcelona İspanya
Arsenal İngiltere
Schalke Almanya
Juventus İtalya
G.Rangers İskoçya
Marsilya Fransa
S.Bükreş Romanya
Panathinaikos Yunanistan
Basel İsviçre
Olympiakos Yunanistan
S.Donetsk Ukrayna
Anderlecht Belçika
Fiorentina İtalya
S.Moskova Rusya

BEŞİKTAŞ
Hajduk Split Hırvatistan
Vojvodina Sırbistan
Borac Cacak Sırbistan
M.Netanya İsrail
H.K.Shmona İsrail
S.Koprivnica Hırvatistan
APOEL G.Kıbrıs
O.Nicosia G.Kıbrıs
Ljubljana Slovenya
NK Koper Slovenya
Z.Mostar Bosna Hersek
S.Brijeg Bosna Hersek