Olympiacos vs. Real Madrid, Regal FCB vs. Tau Ceramica, Panathinaikos vs. Montepaschi, CSKA Moscow vs. Partizan eşleşmeleri ile ilgili Tanju Çiçekin yorumları...
Olympiacos vs. Real Madrid
Yunanistan Milli Takımı koçu Giannakis göreve geldiğinden beri Avrupa Basketbolu'nda tekrar söz sahibi olan Olympiacos özlemini çektiği lig ve avrupa şampiyonluklarına uzun süre sonrasında kendisini bu kadar iddialı görüyor.Normal sezon maçlarında deplasmanlarda çok iyi görüntü vermediler, bunda yeni transferlerin takıma geç adapte olması ve sezon içinde yaşadıkları sakatlıkların çokluğu baya etkili oldu. Top 16'da ise Tau Ceramica'yı 2 maçta da yenip ne kadar iddialı olduklarını gösterdiler. Son maçtaki galibiyeti almasalar Barcelona ile eşleşeceklerdi ve saha avantajı da rakipte olacaktı. Şimdi ise hem saha avantajını aldılar hem de daha zayıf bir takımla eşleştiler. Takımın ilk 5'i Halperin-Pargo-Childress-Vujcic-Bourousis'ten oluşuyor. Papaloukas, Greer ve Vasilopoulos da ilk 5 oyuncuları kadar süre alıyorlar nerdeyse. Oldukça zengin kadroları var ve çok tecrübeli bir koça sahipler.
Real Madrid ise zayıf gruptan rahatlıkla çıkmasını bildi ama esas iş bundan sonra başlayacak. Savunma anlamında çok kötü görüntü çizen Real Madrid deplasmanlardaki kötü görüntüsüyle dikkat çekiyor. Raul Lopez-Bullock-Winston-Hervelle-Van Der Spiegel 5'iyle başlıyorlar son maçlarda. Sergio Lull, Massey, Pepe Sanchez , Felipe Reyes, Marko Tomas ve Mumru gibi katkı yapan oyunculara da sahipler. Kadrolarının geniş olduğu söylenebilir ama özellikle pota altında çok iyi savunma yapamıyorlar. Guard konusunda da Pepe Sanchez buraya geldiğinden beri çok iyi performans gösteremediği için Lopez,Lull 2'lisi daha çok süre alıyor. O bölgede de sıkıntı yaşıyorlar kısacası.
2 takımı da karşılaştırdığımda Olympiakos'un pota altında çok önemli yıldızlara sahip olmasıyla o bölgede Real Madrid uzunlarına üstünlük sağlayacağını düşünüyorum. Guard bölgesinde de Halperin, Papaloukas, Greer gibi isimlerin karşısında duramaz Real Madrid kısaları. En azından sene içerisinde bu bölgelerde savunma anlamında çok sıkıntı yaşadılar, final-foura çıkma maçlarında da durumun farklı olacağını düşünmüyorum. Olympiacos iç saha avantajına sahip, kritik bölgelerde daha iyi oyuncuları var ve çok da tecrübeli bir koçları var. Real Madrid'in ise hiçbir avantajı yok bana göre.Dolayısıyla Olympiacos'un turu geçeceğini düşünüyorum. Deplasmanlarda kaybetseler bile kendi evlerinde rakiplerine hiç şans vermeyeceklerdir.
Regal FCB vs. Tau Ceramica
Barcelona Euroleague'de bu sene sadece 2 yenilgi aldı, Siena ve Real Madrid'e deplasmanlarda yenildiler. Real Madrid'e son saniyelerde yenildiklerini de hatırlatayım. Panathinaikos'u bile 2 maçta da yenmeleri etkileyiciydi. Euroleague'de müthiş savunma yapan Barcelona hücumda da özellikle Navarro'nun yükselen formuyla skor üretmekte de pek zorlanmıyor. Son maçlarda Sada-Navarro-Barton-Andersen-Santiago 5'iyle maçlara çıksalar da Basile, Ersan İlyasova ve Fran Vazquez ilk 5 oyuncularından daha çok süre alıyorlar. Barcelona'nın hücumda anahtarı dış şutlardan geçiyor genellikle, çünkü Andersen ve Ersan gibi uzunlar bile dışarıdan yüzdeli atabiliyorlar. Bu da rakibinin pota altı savunmasına çok önlem alamamasına neden oluyor. Pota altına da rahatlıkla girebiliyorlar Barcelona kısaları ve sayı üretmekte zorlanmıyorlar böylece. Tabi dış şutlar girmezse işte o zaman Barcelona'nın o maçta işi çok zor olacak demektir.
Tau Ceramica ise etkileyici bir sezon geçiriyor hem ligde hem de Euroleague'de. Prigioni-Rakocevic-Mickeal-McDonald-Splitter 5'iyle son maçlara çıkan Tau'da yedeklerde İlievski, Vidal, Teletovic gibi çok önemli isimler var. Kadro olarak baktığımızda bu 8 oyuncu dışındaki isimler pek süre alamıyorlar, dolayısıyla rotasyon olarak diğer takımlardan daha az seçeneklere sahip Tau Ceramica. Rakocevic'in muhteşem sezon geçirmesi ve gününde olduğu zaman durdurulamaması, Splitter'in pota altındaki etkinliği ve oyuna sonradan giren Teletovic'in bir uzuna göre inanılmaz bir dış şutu olması en büyük avantajları.
Barcelona'nın Tau'ya göre en büyük avantajı kadrolarının daha geniş olması ve iç saha avantajı olacak kuşkusuz. Tau'nun ise en büyük avantaj yaratacağı bölge Splitter olacak. Eğer Splitter maçlarda faul problemine girmezse Barcelona'nın bana göre çok da güçlü olmayan pota altında baya etkili olacaktır. Tau'nun bir başka özelliği de Barcelona'ya inanılmaz ters geliyor olması. Son senelerdeki maçlarda büyük üstünlüğü var Tau'nun rakibine karşı. Çok zor bir seri geçeceği kesin ama iç saha avantajını elinde bulunduran ve iç sahada Avrupa'da maç kaybetmeyen Barcelona'nın kadro genişliğinin avantajlarını da kullanıp bu seriyi zor da olsa kazanmasını bekliyorum, 5 maçlık bir seri olası.
Panathinaikos vs. Montepaschi
Panathinaikos da Euroleague'de beklentilerin altında sonuçlar almasına rağmen geçen gruplarda 1.liği yakalayıp saha avantajına sahip oldu.İlk gruplarda 2 zorlu rakibinden birisi Siena'ydı, diğeri de Barcelona'ydı ve oynadığı 4 maçın 3'ünü kaybetti bu takımlara karşı. Siena'yla oynadıkları maçlarda 1'er galibiyetleri var 2 takımın da. 2 maç da son saniyeye kadar çekişmeli geçen maçlardı. Daha sonraki grup ise kolay bir gruptu beklenildiği gibi lider çıktılar. Orada da Partizan deplasmanında aldıkları yenilgi kafalarda soru işareti bırakıyor. Maçtan maça göre kadroları değişiyor Spanoulis, Perperoğlu, Batiste, Fotsis, Nicholas, Diamantidis, Pekovic ve Jasikevicius takımda en çok süre alan isimler olup takımlarını taşıyan oyuncular olarak göze çarpıyor. Kısa rotasyonu olarak çok önemli oyunculara sahip Panathinaikos ama 3 numara pozisyonunda sıkıntı çekiyorlar. Bir diğer sıkıntıları da pota altında takımın en önemli ismi olan Pekovic'in hemen hemen her maç faul problemine girmesi. O oyunda olmadığı zaman pota altında hücum anlamında çok sıkıntı çekiyor Yunan takımı. Uzunları Fotsis ve Tsartaris daha çok dış şutu olan isimler olup, Batiste de Pekovic kadar sırtı dönük oynayamıyor. Panathinaikos'un rakipleri de fazlasıyla içeri gömülüyorlar bu yüzden Panathinaikos'un da anahtarı dışarıdan atılan boş şutlardaki isabet yüzdesi olacak. Özellikle Pekovic oyundayken ona sürekli sıkıştırma getiriyor rakipler.
Siena ise kaldığı yerden devam ediyor. Ligdeki başarısını son senelerde Avrupa'ya da taşımayı başardılar. Gösterişli kadroları yok, onların başarısının anahtarı çok baskılı savunma yapmaları. Rakiplerinin pas vermesini bile zorluyorlar, sürekli top çalıp hızlı hücumlarla skor üretmeye çalışıyorlar. Euroleague'de oynadıkları 4 güçlü deplasmanı da kaybetmeleri bu seri öncesi en olumsuz yönleri. Mcıntyre-Domercant-Sato-Eze-Stonerook ilk 5'leri olup Kaukenas da benchten gelen en önemli isim olacak. Lavrinovic'in sakatlığı vardı ve onu fazlasıyla arıyorlar. Şu anda maçlara yetişmesi zor gözüküyor, yetişmezse de işte o zaman daha da zor seri bekliyor Siena'yı. Kadroları geniş değil 5maçlık serilerde kadro genişliği oldukça önemli yer kaplıyor.
Panathinaikos sahasında çok iyi oynuyor seyircisiyle bütünleşip. Saha avantajı da onlarda, ayrıca kadro genişliği olarak rakibinden üstün durumda. Siena'nın en önemli ismi Mcıntyre olup karşısında Diamantidis gibi Avrupa'nın en önemli guard savunmacısı olacağından Siena'nın eli kolu da bağlanabilir. Siena için anahtar isimler başta Sato olmak üzere, Stonerook ve Eze olacak. Sato'yu savunabilecek bir adam yok Panathinaikos'ta, Yunan takımının en büyük zorunu o bölgede. Ayrıca Stonerook pota altında Pekovic'in başına bela açabilir. Dışarıdan da yüksek yüzdeyle attığı zaman çok etkili oluyor Stonerook. Panathinaikos tura çok yakın gözüküyor, Siena'nın sürpriz yapabilmesi için Mcıntyre ve Kaukenas dışındaki isimlerin fazlasıyla katkı yapması gerekecek.
CSKA Moscow vs. Partizan
Cska Avrupa'nın en iyi kadrosuna sahip takımı, Top 16'da zor grupta oynamalarına rağmen iç sahada farklı galibiyetler aldılar. Zaten muhteşem savunma yapıyorlar, içeride seyircisinin de desteğiyle hücumda da çok etkili olan bir takım Cska. Holden-Langdon-Siskauskas-Smodis-Lorbek son maçlarda maça başlayan isimler oluyor. Zisis, Planicic, Khryapa, Morris de fazla süre alan diğer isimler. Takımdaki herkes dışarıdan yüzdeli şut atabiliyorlar, çok da tecrübeli isimlere sahip Cska sadece bu turun değil Euroleague'in de favorisi konumunda.
Partizan ise saygıyı hakeden bir takım. Çok ucuza kurulmuş bir kadro, zaten takımın geneli Sırp oyunculardan kurulu. Kendi sahalarında 20 bin seyircinin önünde maçlarını oynuyorlar. Muhteşem savunma yapıyorlar içerde ve oldukça da başarılı oluyorlar. Ama deplasmanlarda aynı başarıdan söz edilemez. Oynadıkları 8 deplasman maçının sadece 2'sini kazanabildiler. Bu maçlardan birisi Cska'ya karşı ama Cska o maça gruptan lider olarak çıkmayı garantilediği için rahat çıkmıştı. Kadroları geniş değil, deplasmanlarda da başarısız olan genç bir takım olduğu için şansları az gözüküyor.
Cska final-fourun en önemli adayı, en iyi kadro da onlarda. Partizan ise genç bir takım ve deplasmanlarda başarısız olan, kadrosu da sınırlı bir takım. Cska çok rahat bir şekilde final-foura çıkacaktır, fazla analize gerek görmüyorum bu seri için.
Tanju ÇİÇEK (Dixon)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder