26.11.2008

Baros Pembe krampon giyecek

Nike'in yeni kramponu Mercurial Vapor Rosa persembe gunu Ali Sami Yen çimlerinde olacak.
Metalist macında Baros'un bu ayakkabıyı gıyecegı bıldırıldı

Genelde sahalarda pek rastlanmayan bir renge sahip olan yeni Mercurial Vapor Rosa krampon, bağcıkların olduğu bölümü sarmalayan beyaz renkli Swoosh logosu haricinde tamamen pembe tasarlandı.

Leman'ın son kapağı...(Yorumsuz)


İpekoğlu şimdilik Sakarya'da...

Engin İpekoğlu, 1989 yıllında ayrıldığı Sakarya'ya şimdi Teknik Direktör olarak geldi.
Hedeflerinin "bu sezon ligde kalmak. Gelecek yıl Play-Off oynamak, bir sonraki sezon ise şampiyon olmak" olarak açıklayan İpekoğlu, 2,5 yıllık sözleşmeye imza attı.
Başlıkta dediğim gibi "şimdilik Sakarya ile anlaştı".
Federasyonumuz, hem kulüplerin sezon içindeki teknik direktör değişikliklerini, hem de teknik direktörlerin sezon içinde sık sık yer değiştirmesini bir şekilde düzene sokmadığı sürece Sayın Engin İpekoğlu'da şimdilik Sakarya'da görevine devam edecektir...

Not: Geçtiğimiz sezon Bank Asya'da sezonun bitimine 4 hafta kala Kocaelispor ile anlaşmış ve devamında Süper Lig'e çıkmıştı. Hem üstüste başarısız sonuçlar hem de Fortis Türkiye Kupasından elendikten sonra başkan tarafından görevine son verilmişti.

Altuğ AKTAŞ

Fatih Terim kadroyu oturtmaya başladı.

Milli Takımlar sorumlusu Fatih Terim'in daha önceden açıkladığı kafasındaki yeni yapılanmaya geçmeye başladı.
A Milli Takım’da yardımcılığını yapan Oğuz Çetin’i U-21, Müfit Erkasap’ı U-19, Metin Tekin’i U-17 Milli Takımları’nın başına koordinatör olarak atayan Terim, Hami ile yaşadığı bazı sorunlara rağmen onun görevine dokunmadı ve Ümit Milli Takımda kalmasına izin verdi.
Abdullah Ercan’ı ise 16 yaşaltı milli takım'ına gönderen Fatih Terim bunun yanı sıra eski Beşiktaşlı Zeki Önatlı ile Ümit Milli Takım Antrenörü olarak sözleşme imzaladı.
Bu gelişmelerden sonra Fatih Terim'in, yeni yapılanma ile ilgili 1 ay sonra yeniden bir değerlendirme yapacağı açıklandı.


Altuğ AKTAŞ

25.11.2008

U20 Türkiye 1 - Finlandiya 1

Globaliddaa.com sitemizde görevli olan sevgili dostum Onur'un yerinden izlediği maç hakkında aldığım yorumlara göre Türkiye hemen hemen 90 dakika topa hakim olmuş ve organize bir atak sonrasında sağdan içeriye kıvrılan genç millimiz ceza sahasına topu ulaştırarak forvetin kaleci ile karşı karşıya kalmasını sağlamış. 64. dakikada Ömer'in attığı bu gol ile öne geçen millilerimiz 90+3. dakikada ceza sahası çevresinden kazanılan bir frikik sonrası ceza sahası içinde oluşan karambolün devamında Siekkinen tarafından geldi.

Toplam 7 oyuncu değiştirerek bir sistem denemesi yapan U20 Millilerimiz Finlandiya ile ikinci hazırlık maçını 27 Kasım Perşembe günü saat 13:30 da Konya'da gerçekleştirecek.
Bütün futbol severleri tribünlere bekleriz.

Altuğ AKTAŞ

FİFA, Peru'yu uluslararası futbol müsabakalarından men etti.

Hükümet ile futbol federasyonu arasında sorunlar yaşayan Peru, FİFA'nın kendilerine bu sorunu çözmeleri için 21 Kasım'a kadar süre vermişti fakat bu sorunu çözmeyen yetkililer ağır bir ceza aldı;
FİFA, PERU'yu tüm uluslararası futbol müsabakalarından MEN etti.
FİFA'nın üye ülkelerine söylediği en önemli madde; siyasetin futboldan uzak olması fakat Peru futbol federasyonu Başkanlığına Manuel Burga seçildikten sonra, Peru Başbakanı Alan Garcia yaptığı açıklamalar ile ilk müdahelede bulunmuştu ve büyük bir krizi başlatmış oldu. Başbakan'ın, "Manuel Burga'yı tanımıyorum" diye yaptığı açıklamalardan sonra gerginleşen ilişkilerin düzenlenmesi için FİFA 21 Kasım'a kadar Peru Futbol Federasyonu'na süre vermişti fakat gelişmeler olumsuz olduğu için geçici olarak müsabakalardan men kararını verdiler.
19-20 Aralık tarihinde Tokyo'da yapılacak olan durum değerlendirmesi toplantılarından sonra FİFA son ve net kararını verecek.

Altuğ AKTAŞ

TFF kanununda değişiklik yapıldı ve Devlet aradan çıktı.

Fifa'ya üye ülkeler arasında Devlet kontrolünde olan tek federasyon Türkiye Futbol Federasyonuydu ve Haziran ayında yapılan tüzük değişiklikleri sonrası bugün kanunda da değişiklik yapıldı.
FİFA statüsüne uygun olmak için yapılan bu adım kısa sürede oturacaktır. Artık bizim futbolumuzda Devlet tarafından değil tamamen özerk bir anlayış ile TFF tarafından yönetilecektir.

Hayırlı, uğurlu olsun...

Altuğ AKTAŞ

İNÖNÜ Yıkılıyor...-2-

10 Eylül 2008 tarihinde bir yazı yazmıştım...
İNÖNÜ yıkılıyor... demiştim başılığına...
Serencebey Gazetesinde de yayınlanan bu yazım sonrasında telefonla olsun mail ile olsun çok olumlu tepkiler aldım ama tabi ki olumsuz tepkilerde az değildi.
Beşiktaş İnönü Stadı müdürü Sayın Turgut Akhan, Serencebey Gazetesi yönetimini arayarak kendiside yazım hakkında görüşlerini belirtmişti. Öncelikle kendisine yazımı dikkate aldığı için TEŞEKKÜR EDİYORUM.
Fakat tekrar hatırlatıyorum; Ben yazdığım ilk yazıda stadımızın görevlilerini hedef göstermek istememiş, bu sorunların en büyük sorumlusu biz taraftarlar olduğuna dikkati çekmeye çalışmıştım ama bazı kesimler tarafından yanlış anlaşıldım.
Bugün 25 Kasım 2008...
İlk yazıyı yazdığım günden bu yana 75 gün geçti. Bu süre zarfında İnönü stadında 7 maç oynandı.
Yazının gazetede yayınlanma tarihi 10 Ekim. O tarihten bu yana 36 gün ve İnönü stadında 4 maç oynandı.
Bu sefer biraz daha görsel destekler ile yazımı tazeliyorum.

Bu resimlerde de görüldüğü gibi yerlerin çamurluğundan falan bahsetmeyeceğim çünkü bir maçta bunu engellemek çok ama çok zordur bunu kabul ediyorum. Engellenemez değil belki ama çok zor olduğunu kabul etmemiz lazım. Benim takıldığım noktalardan biri hemen hemen her musluğun yanında sabun olması lazımken sadece en başta ki musluğun yanında sabun bulunmaktadır. Düşünsenize en solda ki musluğun boş olduğunu düşünürsek önce en sağdan elimize sabun alıp sonra sola geçmemiz gerekecek o sırada bir başkası sadece elini ıslatmak için musluk başına geçtiğinde eliniz sabunlu bekliyor olacaksınız. Hadi elinizi sabunladınız ve yıkadınız... Sıra kurulamaya geldi... Ya üzerinize kurulayacaksınız yada her şeyi zamana bırakacaksınız...
Tuvalet kısmına geldiğimizde ise pisuvarları çekemedik sonuçta biraz kalabalıktı :) ama duvarlarda yazan duvar yazılarından bahsetmeden geçemeyeceğim. Küçük tükenmez kalemlerle falan yazılmış yazılar değil ya fırça ile yada sprey boya ile yazılmış kocaman hemen hemen boydan boya yazılmış yazılardan bahsediyorum. Üzerine bir kat fırça ile boya vurulmuş ama ışıklar kapalı olsa bile rahat rahat duvarda yazılanlar okunabiliyor.
Duvarlarda bulunan fayanslar kırık bir şekilde duruyor. Köşeler ise zaten örümceklerin yuvası.
Daha fazla resim koyarak konunun vahimliğini daha fazla dile getiremeyeceğim ama ilk yazımda bahsettiğim gibi koltukların yamukluğu, çekirdeklerin yerlere atılması vs gibi durumlar kesinlikle biz taraftarların kendi içlerinde yaptıkları hatalar ve doğal olarakta karşılaşınca şaşırmamamız gereken olaylardır.
Fotoğraflarda görünen örümcek ağları, tozlar, topraklar 1-2 günde oluşacak tipten değil. Uzun vadede oluşmuş olacağını düşündüğüm görüntüler. Ayrıca duvarlarda okuduğum yazıları en azından bir önceki maçta okuduğumuda çok iyi hatırlıyorum.

İlk yazımda yazdığımı tekrar ediyorum;
Yeni stat yapılsa ne değişecek? Biletler 25 ytl yada 250 ytl olsa ne farkedecek?
Öncelikle taraftarlarımızın biraz özverili olması ve biraz da yönetimin özverili olması gerekecek.

Sayın Turgut Akhan, ilk yazımdan sonra Serencebey'i arayarak istediğim zaman stadı gezebileceğimi iletmişti editör arkadaşlara ama stadı istediğimiz zaman gezmek yerine herkesin stadın içine girdiği ve kullandığı bir anda ne durumda olduğunu görmek daha doğru olsa gerek.

Ben suçlu aramıyorum... Ben başka statlarda da maç izliyor ve karşılaştığım bu görüntüleri yanyana koyduğumda çok daha iyi görüntülere layık olduğumuzu düşünüyorum.

X takımın stadında daha dakika 80'i gösterirken temizlik görevlisi bir sürü arkadaş süpürge ve faraşı ile tribünlerin kenarlarına geliyorlar. Maç biterbitmez tribüne çıkıp süpürmeye başlıyor ama bizim stadımızda bunu bile göremiyorum.

Bu yazıları yazıyorsam amacım ne Sayın Turgut Akhan'ı hedef göstermek ne de bir başkasına atıfta bulunmak. Amacım sadece daha modern, daha sağlıklı, daha rahat ve daha iyi bir ortamın içerisinde yer almak.
En kısa sürede iyileştirmelerin yapılacağına inanıyorum. Çünkü hepimiz bunu hakediyoruz.

Altuğ AKTAŞ

UEFA Kupası FİNAL biletleri Aralık'ta çıkıyor.

20 Mayıs 2009 tarihinde Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanacak 2009 UEFA Kupası Finali'nin biletleri 2 Aralık'ta satışa sunulacak. Finalin biletlerinin satışı Süreyya Operası'nda logo ve bilet tasarımı tanıtımının yapılacağı törenin ardından resmen başlayacak. Bilet fiyatları ve satış şekli bu törende kamuoyuyla paylaşılacak.

Kısmetse bende bu organizasyonda yer alacağım. İmkanı olan herkesi bu maçta tribünde, Kadıköy meydanı, Caddebostan sahili ve çevresinde oluşturulacak toplam 3 adet Fan Zone'lara katılmaları ve ilgi göstermelerini bekliyorum.
Bu tarz organizasyonlarda yerel halk olarak ne kadar pozitif olursak o kadar çok organizasyon düzenleriz.

Altuğ AKTAŞ

Sportmen Denizli

Ligde rakiplerinden 5/6 puan fark ile yerini koruyan Beşiktaş, 5 maçın 0-0 bittiği bir hafta rakibini 2-0 ile geçerek zirve yolunda altın değerinde puanlar aldı.
29 Kasım Cumartesi günü 5 puan gerisinde olan Fenerbahçe ile karşılaşacak olan Beşiktaş bu maç öncesi aldığı puanlar ile rahatladı.
Eskişehir maçından sonra Sayın Mustafa Denizli'ye bu maç ile ilgili sorular yöneltildi ama Sayın Mustafa Denizli herkesi şaşırtacak cevabı verdi; "Hepimiz Salı günü (25 Kasım) Fenerbahçenin başarısı için dua edeceğiz ve Fenerbahçeyi destekleyeceğiz. Fenerbahçe'ye tekrar başarılar diliyorum. O maçın sonucu ne olursa olsun hafta sonu oynanacak derbiyi etkilemez."
Skoru, Futbol'u, Oyunu herşeyi bir kenara bırakın. Kolay kolay herkes rakibinin başarısı için dua edeceğiz tarzı bir açıklamayı kameraların karşısında yapmaz.
Profesyonelliği ve sportmenliği ile farkını konuşturan Mustafa Denizli'ye bu tavrından dolayı teşekkür etmek biz bütün spor severlerin borcudur.
Sayın Mustafa Denizli, siz Zeytin Dalı'nı uzatın...Elbet biri tutar...

Altuğ AKTAŞ

21.11.2008

Futbolu bilmeyen adam Vicente Del Bosque...

Vicente Del Bosque futbolu bilmiyor bunu biliyorsunuz değil mi?
Real Madrid'de görev aldıktan sonra Beşiktaş'a gelecek olduğunu duyduğumda çok sevinmiştim. En azından Avrupa futbolunun önde giden bir takımını çalıştırmış hoca geliyordu Beşiktaş'a... Elbet bir şeyler katacaktı takıma.

Sonuçta Real Madrid'de görev aldığı 1999/2003 sezonları arasında 2 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu, 2 La Liga Şampiyonluğu, 1 İspanya Süper Kupası, 1 Avrupa Süper Kupası ve 1 Kıtalararası Kupa Şampiyonluğu aldı.

Bunların arkasından Beşiktaş'a gelince tabi ki sevinmemek elde değildi.

Kısa dönem görev aldıktan sonra başarısız ve futbolu bilmiyor gibi atıflarda bulunan yönetim kurulu tarafından Sayın Del Bosque'nin görevine son verildi.

Şimdi Bu futbolu bilmeyen ve Türk halkının çok sevdiği sempatik, göbekli, bıyıklı tavrıyla bizden biri gibi olan Sayın Del Bosque, son Avrupa Kupası Şampiyonu İspanya'nın başına getirildi.

Ve bu futbolu bilmeyen Sayın Del Bosque, İspanya'nın başında çıktığı 2 dostluk, 4 Dünya Kupası elemeleri maçlarının hepsinden galibiyet ile ayrıldı.

20 Ağustos - Dostluk - Danimarka 0 İspanya 3
6 Eylül 2008 - WC2010 - İspanya 1 Bosna 0
10 Eylül 2008 - WC2010 - İspanya 4 Ermenistan 0
11 Ekim 2008 - WC2010 - Estonya 0 İspanya 3
15 Ekim 2008 - WC2010 - Belçika 1 İspanya 2
19 Kasım 2008 - Dostluk - İspanya 3 Şili 0

Şimdi futbolu bilmeyen bu tombul adamın karşısında performansı ile göz dolduran ve yükselişte olan bir Türkiye var.
28 Mart 2009 - WC2010 - İspanya Türkiye
1 Nisan 2009 - WC2010 - Türkiye İspanya

Hani Kazım, Tuncay, Semih, Volkan, Emre ve diğer çocuklarımız iyi oynarda İspanya'dan puan alabilirsek yada yenersek işte o zaman Sayın Del Bosque futbolu bilmiyor diyebiliriz...

Her şey bir kenara bir soru geliyor aklıma ama cevabını bilmediğim...
Acaba Sayın Del Bosque için bu sözleri sarfedenler şuan UTANIYORMUDUR...

Altuğ AKTAŞ

Tarih 23.Kasım.2008 / Yer: İstanbul İnönü Stadı









Tarih 23.Kasım.2008
Yer: İstanbul İnönü Stadı
Maç: BEŞİKTAŞ-Eskişehir

Taraftarların birlik beraberlik sinyalleri çerçevesinde birlik olup toplandığı ve kendi aralarında paralar toplayıp düzenlediği bir organizasyona imza atıyorlar.

Sarı Fırtına Metin Tekin'den, Baki Mercimek'e kadar bir çok eski futbolcu'nun ve Beşiktaş'a gönül vermiş insanların bütçeleri el verdiği kadarıyla destek olduğu projede çok kısa sürede 14.000 ytl toplandı.
Organizasyonun bütün adımları tek tek bütün katılımcılarla paylaşılıyor ve bu paranın yapıldığı harcamaların dekontları ibraz ediliyor.
Buda ayrı bir güzellik katıyor bu birleşime.

Pazar günü İnönü stadı mahşer alanı gibi olacak, bir bayram havası esecek.
Belki de bu sezonun taraftar rekoru, desibel rekoru yeniden kırılacak...

Pazar günü İstanbul'da olan ve güzel bir etkinliğe katılmak isteyenler var ise ne yapıb edip bu organizasyona katılmalıdır.

Beşiktaş-Eskişehir maç bilet fiyatları:

Eski Açık Rakip Takım: 25,00 YTL
Eski Açık: 25,00 YTL
Kapalı Alt: 70,00 YTL
Kapalı Üst: 100,00 YTL
Numaralı Kenar: 120,00 YTL
Numaralı Orta: 150,00 YTL
VIP Alt A-F: 150,00 YTL
VIP Alt B-E: 175,00 YTL
VIP Alt C-D: 200,00 YTL
VIP Üst A-F: 200,00 YTL
VIP Üst B- E: 250,00 YTL
Yeni Açık: 30,00 YTL




Altuğ AKTAŞ

20.11.2008

Olmadı Cemal Aydın...

Sayın Cemal Aydın, Cumartesi günü oynanacak Ankaragücü-Fenerbahçe maçının hakeminin atanmasından sonra bu hakemi cep telefonu ile aradığı tespit edildi ve Cemal Aydın disiplin kuruluna sevk edildi.
Peki sayın Cemal Aydın, bu ülkede değil cep telefonu e-maillerin bile takip edildiği hatta bir masa başında yapılan konuşmalar nedeni ile insanların tutuklanıp hapis yattığını yada göz altına alındığını bilmiyormusunuz? Buna rağmen Fenerbahçe gibi önemli bir rakip ile oynamadan önce nasıl bu kadar büyük bir hata yapabilirsiniz ki?
Yeni göreve gelmiş bir Başkan olsanız belki anlaşılır bir neden olabilir ama Türk Futbolu'na yıllardır hizmet eden bir Başkan olarak bu hareketiniz çok amatörcedir.
Bunun yanı sıra bu tarz davranışınız nedeniyle daha önceki maçlarda bu tarz konuşmaların olup olmadığı yada bu konuşmaların içeriği konusunda akıllarda bir çok şüphe oluşacaktır ki benim oluştu bile...

Geçmiş olsun Sayın Başkan...

Altuğ AKTAŞ

Geçmiş olsun Şenez Başkan

UEFA As Başkanı Sayın Şenes Erzik, geçtiğimiz günlerde Amerika'da kalbinden ufak bir operasyon geçirmiştir.
Kendisine geçmiş olsun diliyorum.
Türk Futbolu için gerçekten çok önemli bir insan kendisi.
Bu arada Amerika'da ki operasyonun bütün masrafları da TFF tarafından kendisine karşı bir jest olarak karşılanmış.
TFF'yi de Sayın Başkan'ı unutmadıkları için tebrik etmek gerek.

Altuğ AKTAŞ

Türkiye-İspanya maçı Kayseri'de oynanacak.

Yapımı halen devam eden Kayseri Kadir Has Stadyumunun açılış tarihi bir kaç defa ertelenirken Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'den bir açıklama geldi. "Fatih Terim ile görüştük ve 14 Nisan'da ki İspanya maçını yeni stadımızda oynayacağız" dedi.
Bu maç için Fifa'ya 14 Ocak tarihine kadar stadı bildirmesi gereken Federasyon'un stadın yağımının gidişhatına göre maçı Kayseri'ye alabileceği doğrulandı.
Bu durumda stadın açılışıda aynı tarihte yapılacak.

Türkiye için gerçekten ciddi bir proje olan Kayseri Kadir Has Stadının en kısa sürede açılması ve kullanılması öncelikle Türk Futbolu'nun vizyonu açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.
UEFA kriterlerince 5 yıldızlı statlar arasında Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu ve Atatürk Olimpiyat Statlarının yanına bir stat daha eklemiş olacağız.
Ali Sami Yen stadının inşaatının başlayıp yıllarca sürdüğü gibi bir aksilik Seyrantepe'de yapılan stadın da başına gelmez ise UEFA kriterlerince first class seviyesinde 4 stadımız olmuş olacak.
En kısa sürede bu sayının artması gerekmektedir.
Tüm Avrupa hatta Dünya'nın gözü 14 Nisan'da ki Türkiye, İspanya maçında olacak. Futbolumuzun vizyonu için o stadyum mutlaka yetiştirilmelidir.
Şimdiden hayırlı uğurlu olsun.


Özellikler:
196.000 m² lik arazi üzerine kurulu bir tesis,
90.000 m² lik alan inşaat alanı,
63.517 m² lik alan stat,
26.867 m² lik alan yeşil alan,
32.864 kapasiteli tribün,
Isıtmalı çim zemin,
Üstü açılır kapanır tavan,
Isıtmalı tribünker,
24 adet 16 kişilik loca,
2 adet 23 kişilik loca,
1 adet 80 kişilik cafe,
1 adet 100 kişilik restaurant,
5.000 m² AVM,
1.000 m² Alışveriş merkezi Fun Club,
5.000 m² İdari büro ve UEFA büroları,
52.317 m² 1.785 araç kapasiteli otopark,
4 ayrı takımın kullanabileceği soyunma blokları,
7.200 kişilik kongre ve spor merkezi,
1.500 seyirci kapasiteli Uluslar arası Atletizm standartlarına (IAAF) uygun müstakil atletizm pisti,
1.000 seyirci kapasiteli uluslar arası müsabakalara uygun Hentbol, Voleybol ve Hentbol oynanabilecek spor salonu,
500 seyirci kapasiteli uluslar arası müsabakalara uygun Hentbol, Voleybol ve Hentbol oynanabilecek spor salonu,
Uluslar arası standartlara uygun seyircili kapalı olimpik yüzme havuzu,
2 adet uluslar arası standartlara uygun tribünlü ve soyunma odalı toprak futbol sahası.

Altuğ AKTAŞ

Aman Tanrım hazırlık maçı kazandık.

Avusturya ile yaptığımız hazırlık karşılaşmasında özellikle Tuncay başta olmak üzere Aurelio, Kazım, Sabri ve bir kaç futbolcunun üst düzey performans göstermesi sonrasında maçı 2-4 kazandık.
Tuncay'ın kısa süre önce geçirdiği sakatlık sonrası sahalara formda bir şekilde dönmesi milli takımada yansıdı ve Hat-trick yaptı.
Tuncay'ın moral kazanması için bu tarz çıkışlara ihtiyacı vardı. Tuncay, gol attıkça, attırdıkça performansını arttıran bir oyuncu ve lig maçında da kendisine dikkat edilmesi gerektiğini şimdiden söyleyebiliriz.

Altuğ AKTAŞ

19.11.2008

Tanrının sopası yok, ELİ var

Sene 1986 Meksika Dünya Kupası. Çeyrek Final de iki büyük takım eşleşti ve Maradona unutulmayacak bir gol attı. Maçı Arjantin kazandı. Gol Tanrının Eli olarak tarihe geçti.
Sene 2008 ve Maradona, Arjantin milli takımının başına geçti. İlk rakibi İskoçya.
İskoçya'nın başında bulunan teknik ekip içerisinde tanıdık bir isim var.
Terry Butcher. Bu teknik adam kim der iseniz, 1986'da ki maçta Arjantin'e karşı defans oyuncusu olarak sahaya çıkan bir İngiliz vatandaşı...
Dedim ya Tanrı'nın sopası yok eli var diye, işte bu maç göreceğiz Tanrı'nın elimi daha ağır yoksa sopası mı .... :)
Not: Maç NTVSPOR'dan canlı yayınlanacak.

Altuğ AKTAŞ

18.11.2008

İşte yaratıcı Türk futbol severleri



"Terledim haaa...":)

Hakan Şükür, bir dizi görüşme yapmak için Amerika'ya gitti.

Hakan Şükür, Türkiye'de açmayı düşündüğü spor okullarıyla ilgili olarak görüşmelerde bulunmak üzere Amerika'ya gitti.
Kral'a olan saygımız sonsuz...
Türk futbolunun yaşadığı üst düzey bütün başarılarının altında onun da imzası varken aynı zamanda bütün bu başarılara ulaşırken ki bütün hataların ve beceriksizlerin de altında o'nun imzası var.
Şimdi Futbol'u bıraktı...Ve artık Futbol okulu açmaya karar vermiş...Bunun içinde bazı görüşmeler yapmak için Amerika'ya gitmiş...
Görüşmelerin içeriğini bilmiyoruz ama yapılan açıklamalara göre futbol okulu için görüşmeler yapacakmış.

Şimdi bir iki sorum olacak;
1- Amerika, futbol'da ne zaman söz sahibi oldu?
2- Bir futbol okulu açılacaksa, bu tarz bir alt yapı konusunda ünlenmiş İngiliz Futbolu, Feyenord, Ajax takımları, Alman takımları gibi marka olmuş kulüp ve kişiler ile görüşmeler yapılsa daha doğru olmaz mıydı?
3- ve son soru... Bütün futbol hayatı hatta normal yaşamı boyuncada Hakan Şükür'ün adı bazı uç isimlerle anıldı. Bu satırlarda isimlerini vermek istemediğim şahıslar ile ismi anılan ve kendiside sıksık konuşmalarında bu isimleri sarfeden Hakan Şükür acaba Amerika'ya bu şahıs ve şahısların mı yanına gitti...? Açacağı okullar ile ne gibi bir alakası olabilir acaba bu görüşmelerin...? Son yıllarda Hollanda, Belçika, Fransa olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde okullar açan bu kişilerin eğitimci anlayışlarından mı bir şeyler öğrenmeye gitti acaba...?

Açıkçası ben bir futbol okulu açacak olsam ve bir takım kişilerle görüşecek olsam, ilk gideceğim yer 1990 lı yıllar da Futbol'da adını duyurmaya başlamış ve hiçbir ciddi başarısı olmayan Amerika'lılar olmayacağı kesindir...

Altuğ AKTAŞ

Ayağı takılmış, özür diliyor abisi...

11. Hafta Türkiye Turkcell Süper Lig'de Bursapsor-Beşiktaş arasında artık local derbi oalrak nitelendireceğimiz bir maç oynandı ve 0-0 lık sonuç alındı.
Fakat öyle bir pozisyon vardı ki dillere destan.
Nobre bir anda defansın arkasına sarkmış ve kaleciyle karşı karşıya kalmıştır bu arada en sağ taraftan Tello'nun hızlı bir deparı vardı. Nobre topu soluna çekip kaleciyi çalımladı ama hem biraz ağır olmasından hemde sol ayağının o kadar güçlü olmayışından olsa gerek ki topu kaleye yuvarlayamadı.
Halbu ki kaleciyi çalımlayacağı sırada yerde olan kalecinin üzerinden topu aşırtsa yada hemen sağ taraftan gelen Tello'nun koşu yoluna yuvarlasa topu belki de bu zor deplasmandan Beşiktaş 3 puan ile dönecekti.
Nobre, bu pozisyon sonrasında özür dilemiş ve ayağı takıldığını, zeminin de kötü olduğunu belirtmiş.
Sezon sonunda Şampiyonluk sadece 2 puan ve averaj ile kaçarsa o zaman Nobre'ye bu özürü hatırlatmak zorunda kalmazlar umarım.
Beşiktaş'ta oynayan bir futbolcunun bu tarz bir bahane ile özür dilemeye hakkı yoktur. O pozisyona kadar zaten sahada olan Nobre'nin zeminin kötülüğünü biliyor ve farketmiş olmalı ona göre hareket etmesi gerekirdi ama o pozisyonda zeminin kötü olduğunu farkettiyse yada normal zeminmiş gibi hareket ettiyse bu Nobre'nin hatasıdır ve özür dilenecek bir şey yoktur.
Bu pozisyonları gol yapamazsan transfer döneminde de "özür dileriz seni satış listesine koyduk" derler...
Aman diyorum....

Altuğ AKTAŞ

Beşiktaş'ın deplasmanı kalmadı (Lig 16. hafta da bitiyor)

Bu sezon Süper Lig, 16. hafta da ara verecek ve Beşiktaş kalan maçlarında İstanbul dışına çıkmayacak.
12. Hafta Eskişehirspor - İnönü
13. Hafta Fenerbahçe - Şükrü Saraçoğlu
14. Hafta Ankaraspor - İnönü
15. Hafta Ankaragücü - İnönü
16. Hafta Galatasaray - Ali Sami Yen

Hava değişimine uğramayacak olması, futblcuların ailelerinden ve normal yaşamlarından uzaklaşmaması, yol yorgunluğu çekmeyecek olmaları Beşiktaş için avantaj olabilir.
Mustafa Denizli ile büyük ümitler ile yola çıkarken üst üste alınan puan kayıplarına belki bu 5 haftalık İstanbul maratonunda dur diyebilirler ve yeniden tırmanışa geçebilirler.

Altuğ AKTAŞ

11. Hafta sonrasında TSL Haftanın panoraması

Haftanın Karması:
Ömer (Antalyaspor); Gökhan (A.Gücü), El Saka (G.Birliği), Ömer (Bursaspor), Song (Trabzonspor); Carlos (Fenerbahçe), Selçuk (Fenerbahçe), Hüseyin (Trabzonspor), Murat (A.Gücü); Musa (Sivasspor), Lincoln (Galatasaray)

Gol Krallığı:
Mehmet Yıldız (Sivasspor) 9 Gol
Mehmet Çakır (Ankaraspor) 7 Gol
Sergey Dijehoua (Antalyaspor) 7 Gol

Haftanın Takımı
Ankaragücü

Haftanın Futbolcusu
Murat Hacıoğlu

Haftanın Teknik Direktörü
Ünal Karaman (A.Gücü)

Sarı Kart Cezalıları
Özer Hurmacı (Ankaraspor), Mustafa Keçeli (Bursaspor), Baros (Galatasaray), Amiz Azmy (Hacettepe), Kanfory Sylla (Sivasspor)

Kırmızı Kart Cezalıları
Hakan Özmert (Antalyaspor), Julius Aghahowa (Kayserispor)

Hafta arası futbol'a doyacağız yada ev halkı kavga edecek.

Hafta arasında milli maçlar ve açıkçası belkide çok zevk alacağımız karşılaşmalar var.
Çarşamba 21:30 Avusturya-Türkiye TRT1
Çarşamba 21:30 Yunanistan-İtalya
Çarşamba 21:45 Almanya-İngiltere KANAL A
Çarşamba 22:00 İskoçya-Maradona'lı Arjantin NTVSPOR
Çarşamba 23:00 Guiza'lı İspanya-Tello'lu Şili

Hafta sonu ev halkının maçtan artık kusacağı ve hafta içi rahat rahat televizyon başına kurulduğu bir dönemde saat 21:30 da TRT1 ile başlayıp gece 23:45 sularında NTVSPOR ile televizyonu kapatmak herhalde epey tartışma yaratacaktır.

Altuğ AKTAŞ

Real Madrid, Fener'e talip

Ruud Van Nistelrooy'un sakatlanıp sezonu kapatmasından sonra özellikle biraz Türk basınınında abartısına göre İspanyol basını, Real Madrid'in aradığı oyuncular için bir aday listesi yayınlandı ve Guiza'da bu listenin üst sıralarında yer aldı.
AS ve Marca gibi spor gazeteleri, Real Madrid kulübünün spor direktörü Pedja Mijatoviç'in, öncelikli olarak Hernan Crespo (İnter), Diego Milito (Genova), Mauro Zarate (Lazio), Klass Jan Huntelaar (Ajax) ve Mario Gomez (Stuttgart) ile birlikte Guiza'nın isimleri üzerinde durduğu söyleniyor.


Bunun yanı sıra Real Madrid, üst üste aldığı başarısız sonuçlar sonrasında Alman çalıştırıcı ile yollarını ayıracağı gibi bir dedikoduda kulislerde yüksek hatta çok yüksek sesle yankılanmaya başladı.
Bilin bakalım hoca adayları arasında kim var...
Aragones...
Şöyle arkamıza yaslanıp düşündüğümüzde aslında hiçte yanlış bir adım olmaz herhalde...
Düşünsenize, kariyeri boyunca İspanya dışına sadece maç yapmaya çıkmış bir hoca (Aragones) ve ilk İspanya dışında ki tecrübesinde yaşadığı başarısızlık, bunun geri dönme tetikleyicisi olabileceğini düşünüyorum. Birde tabi şu açıdan bakmak lazım; ben hoca olsam Fenerbahçe yada Beşiktaş'ın başındayken beni Real Madrid'den isteseler bavulumu bile toplamadan ilk uçakla giderim...
Guiza'ya gelince, büyük umutlar ile transfer edildi yada Aragones transfer ettirdi ama hep şu unutuldu. Aragones, İspanya milli takımında bile Euro2008'de Guiza'yı ilk 11 çıkarmadı ve hep son anlarda oynattı. Şimdi ise bütün başarısız grafiğine rağmen ilk 11 ısrarında devam ediyor.
Guiza'nında İspanya'ya dönmeyi tercih edecek olması benim için sürpriz olmaz ama Real Madrid bu parayı Guiza'ya verir mi oda ayrı konu...

Altuğ AKTAŞ

Maskaralık - alıntıdır -





Catania, Torino'yu 3-2 devirirken, Mascara hat-trick yaptı. İtalya'yı ayağa kaldıran ise Catania'nın attığı frikik golü. Torino baraj yapıyor, Mascara topun başında, kaleci barajı ayarlamış, gözünü topa dikmiş ve... 4 Catania'lı oyuncu barajın arkasına depar atıyor, biri şortunu indiriyor ve çekiyor. Sonra da ofsayttan kaçıyorlar arsız çocuklar gibi. Kaleci noluyoruz lan derken; Mascara topu filelere yolluyor. Hakem komitesi başkanı Collina "Bunun için bir kural yok, ofsayt değildiler" demiş. Ne yapsın adam. Maskaralık işte...

http://acetobalsamico.blogspot.com/ adresinden alıntıdır.

17.11.2008

MUSTAFA HOCA’nın BEŞİKTAŞ’ı


MUSTAFA HOCA’nın BEŞİKTAŞ’ı

Bursaspor 0 – Beşiktaş 0

Acaba bu skor Beşiktaş’a yenilmeyen Bursaspor’un mu başarısıydı yoksa Bursa gibi zor bir deplasmandan puan alan Beşiktaş’ın mı?
Ya da farklı bir pencereden bakalım;
Mustafa Denizli’nin sahaya sürdüğü takım ve taktiğin mi başarısıydı ya da başarısızlığı?
Sol ayağının iyi olmadığını bile bile kaleciyi çalımlayıp topu soluna çeken Nobre’nin topu kaleye yuvarlayamayışımı hataydı?
Her şeyden öte benim anlamadığım şey Bursaspor gibi zor tanımlanan ve taraftarlarının bile götürülemediği deplasmana çift forvet ne kadar doğruydu? Aslında çift forvet çıkmak doğru olabilir tabiî ki ama peki daha sonra bu iki golcüyü de oyundan çıkartıp yerlerine Bobo ve Serdar Özkan’ı almak ne kadar doğruydu? Buda yapılmayacak bir değişiklik değil ama kısa bir süre sonra bu sefer Batuhan’ı almak doğrumuydu?
Her ne kadar futbolu rakamlar üzerinden konuşmayı sevmesem de maça 4-4-2 başlayan takımı daha sonra 4-5-1 e döndürüp devamında da yeniden 4-4-2 ye dönmek taktiksel açıdan doğrumuydu?
Beşiktaş gibi şampiyonluğu hedefleyen bir takımın hocasının bu deplasmandan puan değil puanlar almak üzerine bir oyun kurgusu kurmasını beklerdim.
Puan durumuna baktığımızda Beşiktaş iyi yolda gözüküyor fakat nereye kadar? Bu anlayışla nereye kadar sürecek?
Lig Tv yorumcusu Mustafa Denizli, Holosko’nun sağda oynamaması ve serbest oynaması gerektiğini savunuyordu ve Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli’de göreve gelir gelmezde bunu uyguladı. Peki o zaman Bobo ve Nobre’den birini harcamış olmuyor musunuz Mustafa Hoca’m.
Halbuki Bursaspor yorulmaya başladığı sırada iki forvetinizi de çıkarmak yerine orta sahadan Ekrem yada İbrahim Toraman’ı çıkartıp yerine Bobo’yu alsanız ve diri bir Bobo ile en azından rakip defansı yıpratıp diğer iki forvet ile şans bulamaz mıydık?
Nobre, Holosko, Bobo ileride oynasa arkalarında Tello ve Delgado oynasa, sağda Serdar Özkan, solda İbrahim Üzülmez oynasa o zaman yorulmuş olan Bursa’yı yenip 3 puan ile dönemez miydik?
Unutmamak lazım ki Beşiktaş için 1 puan ne kadar önemliyse 3 puan çok daha önemlidir. Puan durumuna baktığında hiçte kötü bir yerde değil Beşiktaş ama unutmamak lazım ki Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarını daha oynamadı Beşiktaş ve o maçlara kadar olabildiğince az puan kaybetmelidir. Açık konuşmak gerekirse Pazar günü sahada oynanan oyun ile derbilerden hiç ümidim bulunmamaktadır. Umarım yanıltırsın beni Mustafa Hoca’m.

Altuğ AKTAŞ

14 Kasım Fotomaç İddaalıyız da tutan kupon

ALTUĞ AKTAŞ FRANSA
332 Auxerre-Sochaux 2.5 Altı 1.35
334 Le Mans-Valenciennes 1 1.50
335 Marsilya-Lorient 2.5 Üstü 1.60
Oran: 3.24

Ayrıca yapılan 8 tahminin 7'si tuttu.

11.11.2008

BİR DÜNYA DERBİSİ DAHA BİTTİ

BİR DÜNYA DERBİSİ DAHA BİTTİ

Fenerbahçe 4 – Galatasaray 1

Basınımızın ve spor severlerin Dünya Derbisi olarak nitelendirdiği Fenerbahçe, Galatasaray maçını geride bıraktık ve kendimizi de kandırmaya devam ediyoruz.

http://www.footballderbies.com/ internet sitesinde ki listeye göre şehir derbileri arasında bu iki takımın karşılaşması 1. sırada gözüküyor. Fakat bazı noktaları atlıyoruz. Derbi kelimesinin sözlük anlamı; aynı şehirde bulunan takımların mücadelesidir. Bu durumda Kasımpaşa, Fenerbahçe maçı da bir derbidir fakat bunu ne sporseverler nede basınımız ayrımını yapabiliyor. Üstelik Beşiktaş, Trabzonspor maçını da Derbi olarak gösteriyorlar.

Kendimizi kandırdığımızın başka bir göstergesi de apaçık bir şekilde yüzümüze vurulmaktadır. UEFA’nın resmi internet sitesinde bu büyük maç ile ilgili 1 tane haber yayınlanmamıştır fakat Anelka’nın –biri dizine çarparak- 2 golü, Eto’o ve Hüguain’in 4’er gol atması, 4-1 biten Norveç kupası hakkında haberleri, Bayern Munih’in, Schalke’yi 2-1 yenmesi gibi bir çok haber yayınlanmıştır fakat bizim Dünya derbisi olarak nitelendirdiğimiz Fenerbahçe, Galatasaray maçıyla ilgili bir haber yayınlanmamıştır.

Halbuki bir Celtic, Glasgow Rangers maçı oynanıyor olsaydı yada AC Milan, İnter Milan maçı oynanmış olsaydı ve maç 4-1 bitseydi o zaman her yerde nasıl haber döndüğünü görürdünüz.

Türkiye’de futbol, spordan daha çok bir yaşam biçimi haline gelmiştir ama bu bazı insanlara ve çevresine zarar vermektedir. Bunun son örneğini bu maçta da gördük. Bir yönetici ayağa kalkıp diğerine el hareketiyle birlikte bağırarak “nasıl g… “ diye bağırıyor. Tabiî ki herkes taraftar olabilir ve coşkusunu, üzüntüsünü içinde yaşayabilir ama yöneticilik konumuna gelen insanlar biraz daha dikkat etmelidir. Binlerce insan onların hareketleriyle adımlarını şekillendirirken o örnek olacak olan yönetici bu tarz hareket yapmamalıdır. Kendine hakim olamıyorsa o zaman göz önünde olmayacağı bir ortamda maçı izlemelidir. Öyle bir taraftar olgusu var ki ülkemizde; 6-0 lık maçtan sonra yenilen başkan’ın diğer başkanı tebrik edip tokalaşması bile ülkemizde eleştirilmiştir. Halbuki ne kadar modern ve dost hane bir davranıştı.

Kadıköy’de maç günü Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi aynı sokak üzerinde yan yana yürürken bir yöneticinin bu şekilde davranış göstermesi çok yanlıştı. Gerçi biz Viski şişesi fırlatan, küllük kıran, kendini eleştiren ve bağıran insanların gözünü korkutmak için etrafına bir sürü insan yerleştiren yöneticilerde gördük.

Avrupa’da oynayan bir Türk futbolcusuna soruyorlar; “Başkan’ı ne zaman gördün?” verdiği cevap çok ilginç; “sadece imza atarken”. Halbuki ülkemizde nasıl; her maç öncesi, sonrası kamera kamera dolaşıyorlar ve açıklamalar yapıyorlar.

Eğer gerçekten dünya derbisinin ülkemizden bir maçın olmasını istiyorsak öncelikle yöneticilerimizin tavırlarını değiştirmeliyiz.

Fenerbahçe, Galatasaray maçları 100 senedir oynanıyor ve top döndükçe de oynanmaya devam edecek ama bir çok yönetici görevi bitince gidecek bu nedenle hem ülke futbolumuzu hem de uluslar arası saygınlığımızı kazanmak için biraz kendimize çeki düzen vermeliyiz.


Altuğ AKTAŞ

3.11.2008

31 Ekim Fotomaç İddaalıyız'da Tutan Kupon

ALTUĞ AKTAŞ SÜPER LİG

153 Büyükşehir Bld. Spor-Trabzonspor 2.5 üstü 1.60
266 Eskişehirspor-Fenerbahçe 2.5 üstü 1.40
613 Galatasaray-Gaziantepspor 2.5 üstü 1.40
3.14