19.11.2009

Sene 2009… Yeter Artık Sabrımız Taşıyor…

Derbide kimlik kontrolü!
Turkcell Süper Lig'de Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında 21 Kasım Cumartesi günü oynanacak derbi mücadelesinde kimlik kontrolü yapılacak.
Beşiktaş Kulübü'nden yapılan açıklamada, karşılaşma öncesinde stadyuma girmek isteyenlerin, güvenlik güçleri ve özel güvenlik elemanları tarafından üst aramalarının yanı sıra kimlik kontrolünden geçirileceği kaydedildi.
Güvenlik önlemleri çerçevesinde BJK İnönü Stadı'ndaki karşılaşmayı izlemeye gelecek kişilerin kimliklerini yanlarında getirmeleri gerektiği, kimlik belgeleri yanlarında olmayan kişilerin stadyuma alınmayacakları bildirildi.


Sene 2009…
Yeter Artık Sabrımız Taşıyor…

Avrupa’da hatta ve hatta özellikle İngiltere de “Match Day” diye adlandırdıkları bir kavram vardır. Futbola tüm benliği ile bağlanmış olan taraftar niteliğindeki insanlar, o güne kalkacakları gece uyuyamazlar, gözleri kapanamaz… Hemen sabah olsun ve maç günü başlasın isterler. Güzel bir kahvaltı sonrası günlük program yapılır ve devamında maç…
İşte Beşiktaş taraftarı da böyledir. Çünkü Beşiktaş bir semt takımıdır.
Bir Beşiktaşlı maçtan bir gün önce yatağına yattığında uyuyamaz. Özellikle bu bir derbi maçsa hiç uyuyamaz. Sabah olduğunda hemen kahvaltısını yapar, gazetesini alır bir yandan da arkadaşlarıyla haberleşir. Kendisi için makul bir saatte “semt” diye tabir edilen Beşiktaş-Köy içine doğru hareketlenir. Arkadaşları ile buluşur, sohbet eder, şarkılar söyler, hafiften alkolünü alır yemeğini yer ve sonra kimine göre “ağaçlı yol” kimine göre “zafer yolundan” yürüyerek stada doğru gider… Devamında ise muhteşem bir eğlence…
İşte budur bir Beşiktaş taraftarının maç günü yaşadıkları…
1903 yılından beri var olan bir kulüptür Beşiktaş… Hangi tribün liderleri stada girmiş, hangi taraftar stada girmiş, hangi yönetici o stada girmiş kimse bilmemektedir. Bunun hesabı tutulmamaktadır. İnönü stadına gidersin, kapalı tribüne girersin. Yanında tanımadığın bir insana sarılırsın, zıplarsın. Bir bakarsın aslında o kişi Sarp Apak’tır… Yada Feridun Düzağaç, Barış Akarsu vs… Daha da bir sıkı sarılırsın kendisine… Başlarsın bağırmaya, eğlenmeye…
1905 ve 1907 yıllarında iki tane takım kurulmuştur. Bunlardan biri Galatasaray diğeri Fenerbahçe’dir.
Bu üç takım birbiriyle 100 yıldır oynamaktadır…
Kimi zaman bir taraf stada girememiş yasaklanmıştır, kimi zaman iki takımın taraftarı da statlara girememiştir.
Hatta bu çekişmelerde statlara giriş yasağı olan takımın taraftar gurupları bile stada girebilmiştir ama hiçbir statta büyük olay çıkmamıştır.
Her şeyi geçtik bu ülkede herkes omuz omuza bile maç izlemiştir…
Peki ya şimdi… Sene oldu 2009…
35.000 kişi stada girerken kimlik kontrolünden geçecek. Bu ne demek oluyor? Peki Fenerbahçe-Galatasaray maçına giderken taraftarlardan kimlik kontrolü istenmiş midir? Stada giriş yasağı olan rakip takım taraftarı stada girerken sesini çıkarmayan emniyet ve yönetim Başkan’a küfür ediliyor diye bu şekilde mi önlem alacaktır?
Yazıktır…
Ayıptır…
Terbiyesizliktir…
Altuğ AKTAŞ…

17.11.2009

Meric Tunca Hürriyet'te yazıyorsa bende La Gazzetta dello Sport'ta yazarım

Acaba Hurriyet gibi bir gazetede köşe yazarı olabilmek bu kadar mı kolay?

Hayır, tabiki Meric Tunca'nın yazarlık geçmişi bulunmamaktadır ve buna saygım sonsuz. Daha önce Star gazetesinde, Takvim gazetesinde de yazarlık yapmıştır.
Fakat benim anlatmak istediğim yazılarındaki kalitedir.
Eski yazılarında Galatasaray için "Paspas" tabiri kullanmış, Ali Güneş anca Galatasaray ile Beşiktaş'a yakışır bırakın gitsin demiş bir yazardan bahsediyoruz.

Ya Allah Aşkına "Dünya yüzünde ne kadar başarılı olan bir Türk varsa, ne kadar isminden söz ettiren bir Türk varsa, onun gönül verdiği takım mutlaka Fenerbahçe'dir.."
Bu ne demek?

Yani sen kimsin de bu tarz bir cümle kuruyorsun Sayın Meriç Tunca...
Bir kere yazında Atatürk Fenerbahçeli demişsin ama unutmamak lazım ki Atatürk, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusudur, yaratıcısıdır. Bende şu takımlıdır demiycem ama Atatürk bütün takımların taraftarıdır... Bu bu şekilde olmalıdır.

Dünya yüzünde ne kadar başarılı olan bir Türk varsa derken acaba Fatih Terim, başarılarından dolayı Milan'a transfer olurken Fenerbahçelimiydi yada Hakan Şükür Avrupa takımları formasıyla attığı 15 golü Fenerbahçeli olarakmı attı.
Yada hala el üstünde tutulan Tugay?
Rekor transfer ile Uzak doğuya transfer olan İlhan Mansız?

Aslında Meriç Tunca'nın suçu değilki bu...
Onun Hürriyet gibi bir markada yazar olarak yazı yazmasına izin verenlerde hata...
Hayır gerçekten onun yazarlığınıda beyenen Fenerbahçeliler varsa onlarında aklından şüphe ederim...

Eğer Meriç Tunca bu yazı ve yazarlık kalitesiyle Hürriyette yazıyorsa bende La Gazzetta dello Sport'ta rahat rahat yazarım.

Altug Aktas

12.11.2009



29 Ekim'de boğazda atılan havai fişeklerden bir kare...

3.11.2009

Kayıt altında geyik...

Hayır... Yazmamalıyım... Bu konu hakkında yazmamalıyım...
Ama buğulu camın arkasında duran ve yüzleri ekrana yansıyan büyüklerimiz benim gözümün içine baka baka beni çocuk yerine koyarken ben görüş bildirmiyorum...

Cuma gününden beri ne konuşuluyorsa benimde konum bu...
Sayın Ercan Saatçi ve Sayın Metin Özülkü'nün 2006 yılında yapmış olduğu dostane (!) ortamda ki konuşmalar...
Aslında benim konum bu konuşmalar değil.
Sayın Saatçi'nin dediği gibi hepimiz bu tarz geyikler yapıyoruz doğrudur ama benim asıl dikkatimi çeken konu ve hatta konular bu olay sonrasında yapılan açıklamalar.

Çok yakın geçmişimize baktığımızda TSYD'nin başında bulunan Esat Yılmaer'in üstüne bir pozisyona Ercan Saatçi'nin getirilmesiyle zaten bazı polemikler başlamıştı. Birde üzerine Ercan Saatçi'nin köşe yazarlığı görevine bir yakınını getirmesiyle başka yerlerede çekilmeye başlandı.

Bir bombada eski kayıtlardan çıkmaz mı...
Konu hakkında konuşmaya gerek yok açıklamaya bakalım...

"Program başlamadan önce, Metin Özülkü ile ev ortamında tamamen maç geyiği yapmıştık… Ve bize özel, mahrem bir konuşma geçmişti aramızda. İnanın ben de internette görünce hatırladım ve şok oldum… Bunun telefon dinlemeyle, gizli kamerayla kişilik mahremiyetine tecavüz etmekle hiçbir farkının olmadığını düşünüyorum.....Ama bizim o konuşmalarımızın kesinlikle “aleni” olmadığının, iki arkadaş arasında kayıt dışı bir sohbet olduğunun bilinmesini isterim…..Benim üzerimden yapılan bu olay tam anlamıyla, bir özel alan ihlali, mahremiyet ihlali ve bir çeşit telekulak olayıdır"

Yukarıdaki cümleleri çıktığı televizyon programlarındada sarfetmiştir ve bütün büyüklerimizde doğrudur demiştir.

Ya acaba benmi çok safım yoksa dediğim gibi buğulu camın arkasındaki büyüklerimiz mi beni saf sanıyor...

Şuan ilgili video kaydını açıp oradaki görüntüyü buraya yazıyorum:
Metin Özülkü: Biraz spora dönmek istiyorum ve spora dönüncede direkt olarak tabi Fenerbahçeye dönmek istiyorum. Eee...
Ercan Saatçi: Nasıl ....
Merin Özülkü: .......
Hep Beraber: hahahahahahhahahaa
Metin Özülkü: Abi yalnız lütfen ya programın içinde böyle şeyler yapmayın.
Ercan Saatçi: (arkaya dönüp) Ne oldu hocam?
Metin Özülkü: Ya kesebilecekmiyiz? hahahaha Ya küfürlü müfürlü konuşmayalım lütfen... hayır seyreden bayanlar muhakkak vardır.
Ercan Saatçi: Ya aslında buradaki küfür aslında cinsellik içermiyor. Ya hani şey (şak diye bir ses duyulur) anladın...
Ercan Saatçi: Dikkat yani Galatasaraya girmeden şey yapalım.
Metin Özülkü: Galatasaraya girmeyelim
hahahahahahahaha
Ercan Saatçi: Hadi alalım bakalım

Demekki OFF THE RECORD dedikleri bu...
Ama bence kayıttalar... görüntülerden belli kameralarda değişiyor bir kamera sabit çekmiyor. Kayıt dışıysa o nasıl oluyor?
Hayır madem program arasındaki bir sohbet o zaman neden KESEBİLECEKMİYİZ ve HADİ BAŞTAN ALALIM gibi cümleler kuruyorlar?
Dostane ortamdaki konuşmayı tekrarmı yapacaklar???

Ey sevgili büyüklerim:
Hürriyet gazetesinin çiçeği burnundaki Spor Koordinatörü -ki bu nedemek oluyorsa- sayın Ercan Saatçi'nin bu görüntüsünü adam akıllı izlemeden mi programa alıp bunun bir dostane sohbet olmadığını söyleyemiyorsunuz yoksa birileri bu tarz yüklenmeyin mi diyor?
Yada neden koruyorsunuz?

Ben küfürü konuyu konuşmuyorum
Farkettiniz umarım...
Benim konuştuğum konu gözümüzün içine baka baka bu konuşmanın iki kişi arasında geyik diye tabir edebileceğimiz bir maç sohbeti esnasında yapılmış olan bir kayıt diye lanse edilmesine kızıyorum ben ve 10 yaşında ÇOCUK olmadığımı sadece dile getiriyorum...

Son olarak: Ya ben çok dikkatliyim yada dedim ya beni çocuk yerine koyuyorlar...

Saygılarımla...