Benim ki bir garip aşk hikayesi…
Kayahan usta gibi devam etmeyeceğim… Çünkü artık onunda anlamı kaçtı be arkadaşım…
Geçen sezon Galatasaray maçı sonrasıydı son yazım…
O yazım sonrası bir çok tepki ve destek aldım ama kırılmıştım bir kere… Çok yazdım sonrasında ama her defasında sildim yazdıklarımı…
Kafamda o kadar çok şey vardı ki yazacak ama yazamadım, yazamıyorum…
Geçen sezon okuyan dostlar hatırlar. “Utanıyorum” dedim birkaç kez… “İnönü Yıkılıyor” dedim…
Sezon başladı ve hiçbir şey değişmemişti…
Yazmak istedim yazamadım küsmüştüm bir kere…
Ta ki 3 Ekim akşamına kadar…
Ben maça geldiğimde oturacak koltuk bulamıyorsam, ben maçta az bağırıyorum diye bana laf söyleniyorsa, ben tuvalete adam gibi sıraya girdiğimde sıramı beklerken bir anda sağdan soldan beni iterek bir başkası en öne geçiyorsa, ben tuvaletimi yapmaya girdiğimde içeride pislik, yıkık dökük kapılar, örümcek ağları, duvarda 2-3 senelik spreyle yazılar görüyorsam, ben tribünün büfesinden her maç yemeğimi alıp içeceğimi alırken devre arası kahvemi alırken sonra biri elimde ki parayı çekip alıyorsa, ben her sene en az 1 forma ve 1 atkı alıyorsam, ben her sene 1 kombine alıyorsam, ben her maça bir şekilde geliyorsam, ben kapalı ve numaralı adı altında ki tribünde kışın otururken ıslanıyorsam, ben ne olduğu bilinmez bir şekilde bir kavganın ortasında kalıyor ve o sırada cüzdanımı çaldırıyor üstüne de 1-2 yumruk yiyorsam vs.vs.vs.
Bunların hepsini Beşiktaş için yapıyorum...
Beşiktaş'a olan sevgimden yapıyorum...
Ne Demirörenci olduğum için, ne önceden Bilgili safında olduğum için ne de Sebacı olduğum için...
Ben Beşiktaşlıyım...
Bu isimlerde Beşiktaşlı...
Tek ortak noktamız budur...
Hep bu olmalıdır...
Bir çok laf duyuyorum, "Yok kulüpten SSKlı bu insanlar, kulüpte çalışıyor gözüküyorlar" deniyor. Doğru yada yanlış...
Bundan 2-3 sene önce Numaralı Tribünde satılmış çarşı diye bağıranlar çıktığında numaralıyı basanlar kulüpten para alıyor dendi...
Her duyduğumda acaba doğru mu dedim?
Ben kombinemi alıp lisanslı ürünümü üzerime geçirdiğimde maça gidip birde orada bedavadan içeriye girenleri görünce acaba ben mi yanlış yoldayım diyorum.
O sırada silkelenip yok kardeşim sen doğru yoldasın diyorum.
Çünkü ben karşılıksız seviyorum....(!)
Evet karşılıksız...
Ama ben ben karşılığımı aldım...
Utandım...
Maç çıkışı bir arkadaşıma rastladım...
Bu kadar dar bakışlı insanlarla beraberiz dedi ki … aslında düşündüğümde çok doğruydu…
Maçın 5. dakikası “Yönetim İstifa” diye bağıran bir taraftar maçın 20. dakikasında “Saldır Beşiktaş’ım” diyor. Ama dakikalar 30’u gösterdiğinde “Demirören Yeter” 40. dakikada ise çekirdek çıtlıyor…
Bumuydu acaba taraftarlık?
Ben 3 Ekim cumartesi günü utandım…
Beşiktaş’lı olduğumdan değil
Yada Demirören’i ıslıkladığımdan veya Demirören’i desteklediğimden değil…
90 dakika orada kavga eden ve ortalığı karıştıran insanlarla aynı ortamda bulunduğum için utandım…
Ben Beşiktaş’lıyım… Ne Demirören ne Bilgili ne Seba ne Aksu ne de bir başkası… kimse benim Beşiktaş’ımdan büyük değildir…
Kimse benden iyi Beşiktaşlı değildir ama bende kimseden daha iyi Beşiktaşlı değilimdir…
Derler ya “Para ile İman’ın kimde olduğu belli değildir” diye… Bizimkide öyle bir şey…
Bu taraftar Türkiye’de bir ilki yapmış ve maça sırtını dönüp maçı izlemiş, takımı ve yönetimi protesto etmiştir. Bu taraftar belli dakika koridorda durmuş daha sonra tekrar tribüne çıkıp takımı protesto etmişti. Bu taraftar belli dakika ses çıkarmamış sadece alkışlamış ve sonrasında takımı desteklemiş ama protestosunu yapmıştır…
Bu taraftar 3 Ekim günü kavgada etmiştir…
Kimin ne için ettiğini bilmediği bir şey için kavga etmiştir…
Dedim ya bizimki “bir garip aşk hikayesi”…
Severken de garibiz söverken de…
Türkiye’de yoktur Beşiktaş taraftarından ötesi…
Alen’i gördüm cumartesi… çok üzüldüm… Çünkü yumruklar arasında kalmıştı…
Setten indi aşağıya ve yumruk yumruğa kavga etti. Maç mı? Bilmem ben kavgaları hayretle izliyordum…
Yeni açıktan numaralının birleştiği tellere tırmanıyordu taraftarlar…
Aman Tanrım tarihe geçecek bir olaya mı tanıklık ediyordum acaba?
Ama hepimiz Beşiktaşlıydık dimi?
Yumruğu suratında görende Beşiktaşlıydı karşısındakine yumruk atanda…
Dedim ya bizimki “bir garip aşk hikayesi”…
Haydi o zaman…
Aşkımızı cümle aleme gösterelim.
Var mısınız?
Ne X takım forması ne X takım atkısı… Anlayan anladı…
Hepimiz sadece Beşiktaş atkımızla Beşiktaş formamızla gidelim Kasımpaşa maçına…
Bırakın yönetim istifa etsin yada etmesin, bırakın Denizli istifa etsin etmesin…
Bırakın 3 kuruşluk futbolcuya 10 kuruş daha versinler… bırakın bunları arkadaşlar…
Bizler kardeşiz…
3 Ekim günü kardeş kardeşe vurmuştur
Gelin bu kara lekeyi Kasımpaşa maçında silelim ve tek vücut olduğumuzu bir aile olduğumuzu gösterelim.
90 dakika hiç susmadan destek verelim.
Maç bitsin o zaman ne yapacaksak yapalım
Var mısınız?
Bizim ki bir garip aşk hikayesi…
Bunu tüm Dünya’ya tekrar gösterelim…
Beşiktaş’ın Beşiktaş’tan başka dostu olmaz…
Altuğ AKTAŞ
Galatasaray:3-2:Samsunspor
-
Koreografi konusunda Galatasaray taraftarının eline su dökecek yok da, 10
Kasım günü deplasmana gelen ve armasında Atatürk olan Samsunsporlu
taraftarl...
2 gün önce
altuğ bey sizi sanırım iddaa eklerinden tanıyoruz yanıldım mı şu an hangi gazetenin iddaa ekindesiniz.
YanıtlaSilHaber Türk - HT İddaa
YanıtlaSil