Yazılacak o kadar çok şey var ki anlatamam… Ama yazamıyorum…
Ne zaman açsam bilgisayarımı ve yazı yazmak için oturup başlasam bir iki satır vuruş yapmaya maalesef kapatıp, yazılarımı kaydetmiyorum…
Hevesim mi kırıldı acaba… Bilmiyorum… Çünkü düşünemiyorum…
Hayatım Spor, Futbol oldu… Her an başka şeyler düşünüyorum, kafamda tilkiler dolaştırıyorum… Neler yapılmalı neler olmalı ki bizim ülkemizin futbolu da gelişmeli diye…
Ama her hafta maçlara giderken gördüklerimle yıkılıyorum… Yanlış yoldasın diyorum kendi kendime…
Acaba ben mi yanlış yoldayım yoksa onlar mı?
Stat, takım ayırmam… Fırsat bulduğumda nerdeysem oraya yakın bir yerde Futbol müsabakası var ise gider izlerim… İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un maçı da olabilir bu, yada Kasımpaşaspor’un… Belki de Maltepespor’un…
Her statta, her tribünde belli başlı sorunlar var ama ana konumuz Beşiktaş ise işte sanırım o sorunları yazacağım sırada hevesim kırılıyor…
Fenerbahçe maçı öncesi bilet fiyatlarının pahalılığından yakınmıştım… Maça giderken ise 1 metrede bir yan yana duran KORSAN ÜRÜN SATAN ve ALANLARIN fotoğraflarını çekmiş onları yazacaktım. Ama dedim ya hevesim kaçtı…
UEFA Kupası Finaline gittim… Fenerbahçeli stadın önünde bir Galatasaraylıya saldırıyordu… Maç esnasında sırf Galatasaraylı diye bir genci dövdüler, kanlar içinde kaldı… İnkar eden var ise bunlarında resimleri var…
Hani 1903 cemiyetinde ki sevgili ağabeylerimin düzenlediği “Spor ve Şiddet” başlıklı bir panel vardı ya… hani Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Anadolu Hisarı kampüsünde düzenlenen panel… Hani orada bir Fenerbahçeli öğrenci Çarşı’nın yaptığı şiddeti soruyordu ya… Acaba şimdi UEFA Finalinde sırf Galatasaray formalı diye kanlar içinde kalan kişi için ne diyordu?
İşte bunlar benim hevesim kaçırmaya çalışıyordu… Hep bir şeyler karalıyor ama siliyordum…
Son olarak Beşiktaş’ımız Şampiyonluk yolunda çok önemli bir maça çıkacaktı… Rakip Galatasaray… Fenerbahçe maçında ki bilet fiyatlarını öpüp başımıza koymak gerekiyordu bunu fark etmiştim… Ama neden bu fiyatların bu kadar pahalı olduğunu daha sonra mantığım bana anlattı. Tribünler tıklım tıklım dolu… Ama her nedense dışarıda hala karaborsa bilet satılıyor… Ama o biletler sahte diye düşünenler mutlaka olacaktır… Peki 1 gecede mi bitti bu biletler? Biletix internet sitesinde maçtan 1 gün önce hala satıyordu bu biletleri…
Aslında arada yazmak istemediğim bir şeyi yazmadım…
Şuan siz bu satırları okurken, sizinle yüz yüze konuşuyormuş havası verecek şekilde yazıyorum. Çünkü sizlerin okurken bana verebileceğiniz cevapları tahmin edip devam ediyorum satırlarıma… Sanki sohbet eder gibi…
İşte o yazmadığım konu neydi biliyor musunuz?
Biletler 90 ila 700 lira arasında gişede, binlerle ifade edilen yüksek tutarlarda da kara borsada satılıyordu.
O gün erken gittim stadın çevresine biraz etrafı izlemek, belki yıkılacak olan stadımızın etrafında son kez 1-2 tur yürüyüş yapmak, beleş tepenin oralardan bir iki fotoğrafını çekmek istemiştim. Aynı zamanda kalabalık olmadan stadımızın altında ki “Kartal Yuvası”ndan LİSANSLI ürünlerimizden bir atkı daha alıp katkı sağlamak istedim.
Bir anda bir kalabalık gördüm… Aman Allah’ım bu saatte bilet kuyruğumu bu dedim… Yaklaştıkça ayaklarım geri geri gitmeye başladı… Gördüklerim içimi sızlatmaya başladı…
Ben yüzlerce, siz binlerce olduğunu söyleyin… Büyük bir kalabalık taraftar topluluğu Kapalı Üst Tribün DEFG blok 14-15 numaralı kapısının önünde birikmişti… Hep bir şeyler duyardım ve yok canım derdim… Aslında inanmak istemezdim… Acaba şimdi gözlerimle mi görüyordum… Evet Evet sizde tahmin ettiniz dimi…
Saat: 13:00 suları ve maça tam 7 saat var… Daha Emniyet yeni geliyor…
Kapı açıldı… Bir anda izdiham… İzdiham nedeniyle kapı tekrar kapandı… Üzerlerinde Beşiktaş’a ait bir tane done bile olmayan bir çok şahıs sıranın önündeydi… Bağırıyorlardı…
“Sıra oluşturun arkadaşlar yoksa hiçbiriniz giremezsiniz”.
Nasıl yani… Evet… Maalesef bütün düşüncelerim ve duyduklarım doğru çıkmıştı, gözümle tanık oluyordum…
Saat 13:00 suları ve yüzlerce kişi biletsiz, bir çoğunun üzerinde Beşiktaş’a ait hiçbir ürün yok ve stada giriyorlardı… Yanımda duran bir kişi arkadaşına seslendi ve arkadaşlarını topladı…
Takip ettim nereye gidiyorlar diye… İzdihamdan sıkılmışlar ve başka kaynakları zorluyorlardı… İtfaiye kapısına gittiler bu sefer oradan girmeye başladılar…
Pankart asmak için mi acaba? Hadi canım sizde….
Ben tekrar ilk kapıya geldiğimde o sırada Emniyet’te gelmiş ve otobüslerden inip görev alacakları yere doğru, Eski Açık tribüne doğru yukarıdan aşağı yürüyorlardı… Onlarda hiçbir müdahale de bulunmadı… Yürüyüp gittiler…
İşte hevesim kırılıyor…
Bizler kombinemiz olmasına rağmen bilet fiyatlarından şikayet ederken, bizler her an her saniye lisanslı ürün alırken, bizler üzerinde oturacak durumu olmayan koltuklardan şikayet ederken, bizler sifonu çalışmayan, sabunu olmayan, duvarlarında 2007’den kalma sprey yazıları olan tuvaletlerden şikayet ederken, onlar güne erken başlayıp stada giriyorlardı…
İşte hevesim kırılmaya başlamıştı bile… Çünkü her fırsatta takımına sahip çıkmaya çalışan, kombinesini, lisanslı ürünlerini alan ben mi aptaldım? Yoksa üzerlerinde bırakalım lisanslı ürünü korsan ürün olarak bile hiçbir Beşiktaş ürünü olmayan ve bu şekilde içeri girenler mi gerçek Beşiktaşlı???
Acaba Beşiktaşlılık sadece tribünü doldurmak ve bağırmak mı?
Peki herkese nasip olur mu Beşiktaşlılık?
Baksanıza, herkese nasip oluyor…
Cebinde parası yok üzerine Beşiktaş ürünü alamıyor. Cebinde parası yok maça bilet alamıyor, kaçak giriyor. Bu tarz savunmalar çok olacaktır ama doğrumudur?
Benim hevesim kırıldı… Daha çok yazacak şeyim var, resimlerim var ama yazamıyorum…
Hani Sevgili Fatih Altaylı diyor ya “Ne zaman adam olacağız?”
Cevap veriyorum… “İnsan olduğumuz zaman”…
Beşiktaş’ım sen Şampiyonluğa yürüyorsun… yürüme KOŞ…
Arkandayız her zaman…
Kimimiz sadece sevgimiz ile, kimimiz cebimizde ki para ile sana destek olarak arkandayız…
Son 90 dakika…
Sen Şampiyon ol…
Şampiyon olda bu arkadaşlar senin başarını sahiplensin…
Altuğ AKTAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder